Arama Sonuçları ona Câmi

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/32412-ona-Cami

NoHadis MetniKaynak
8785 Sizlerden biriniz namaza durduğunda, Rabbi ile hususi konuşuyor demektir. (münacaat halindedir) Binaen aleyh kendisi ile kıblesi arasında Rabbi (Rabbinin huzuru) vardır. Onun için sakın ha kıbleye karşı tükürmeyin. Ya sol yanınıza veya ayağınızın altına tükürün. (Şimdiki camiler gibi bir yerde ise mendiliniz kolayda ise ona veya elbisenizin yanına tükürün)Ramuz el e-hadis, 112. sayfa, 2. hadis
8790 Sizlerden biri mescidde iken şeytan gelir, onunla oynamaya başlar. Adamın hayvanı ile oynadığı gibi. Adam mücadele etmeyip ona teslim olduğunda, yellenme taklidi yapıp da alay edenler gibi, o taklidi yapar, adamı fitneye uğratmak için. Böyle bir şey olduğunda şüphelenip de namazı terkederek camiden çıkmayın. Ne zaman koku veya ses işitirseniz o zaman başka.Ramuz el e-hadis, 112. sayfa, 7. hadis
11156 Diğer Peygamberler üzerine altı şeyle tafdil edildim: Şümullü ve cami sözler söylemekle, düşmanın kalbine korku salmakla, ganimet helal edilmekle, toprak Bana temiz, temizleyici ve mescid olmakla, bütün halka meb'us edilmekliğimle ve Benimle Peygamberlerin sona ermesiyle.Ramuz el e-hadis, 323. sayfa, 12. hadis
12190 Kim vaktini camide geçirmeyi adet ederse, Allah (z.c.hz.) de ona ülfet eder.(Onu himayesine alır)Ramuz el e-hadis, 410. sayfa, 2. hadis
12658 Bir kimse gecenin karanlığında camiye yürürse, ona mukabil Allah (z.c.hz.) kıyamette kendisine nur ihsan eder.Ramuz el e-hadis, 445. sayfa, 2. hadis
13886 Efendimiz (s.a.v)'in bir kılıcı vardı. Kabzası ve kınının ucu gümüş işlemeli idi. Ayrıca gümüşten halkaları vardı, ismine "Zülfikar" denilirdi. Ok ve yayı vardı, ismine "Zessedat" denirdi. Ok mahfazası vardı, ismine "Zelcuma" denirdi. Bakır işlemeli bir zırhı vardı, ona "Zatül fudul" denirdi. Kargısı vardı, "Enneb'âü" denirdi. Kalkanı vardı, "Zagan" denirdi. Al bir atı vardı, adına "Mürtecis" denirdi. Yağız bir atı vardı, ona "Sekıb" denirdi. Bir eğeri vardı, ona "raac" adı verilirdi. Boz bir katırı vardı, ona "Düldül" denirdi. Bir devesi vardı, "Kusva" denilirdi. Bir merkebi vardı, ona "Yafur" denirdi. bir yaygısı vardı, "kez" denilirdi. Bir harbisi vardı ona "Nemr" denirdi. Bir ibriği vardı, ona "Sadr" adı verilirdi. Bir aynası vardı, ona "Midelle" adı verilirdi. Bir makası vardı, ona "Câmi' " denilirdi. Beyaz bir çubuğu vardı, ona da "Memşûk" denilirdi.Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 10. hadis
14226

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimsenin Câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyleki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere Câmiye gelirse, Câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:

Allahım! ona merhamet et!

Allahım! Onu bağışla!

Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler.”

Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14