Arama Sonuçları ona Cenneti

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/3283-ona-Cenneti/10

NoHadis MetniKaynak
12160 Kim müslüman kişinin hakkını yalan yemin ile alırsa, Allah ona Cehennemi vacib, Cenneti ise haram kılar. Bir adam dedi ki: "Ya Resulallah bu az bir şey olsa da mı?" Buyurdu ki: "Misvak ağacından bir dal parçası olsa da."Ramuz el e-hadis, 408. sayfa, 1. hadis
12224 Kim esasen batıl olan yalanı terk ederse, Allah ona Cennetin kenarında bir köşk bina eder. Kim haklı olduğu halde cidali terk ederse, ona Cennetin ortasında bina verir. Kim de ahlakını (riyazetle) güzelleştirirse ona Cennetin âlâsında bina yapar.Ramuz el e-hadis, 412. sayfa, 6. hadis
12251 Kim abdest alır da, abdesti güzel yapar ve sonra gözünü semaya kaldırıp ta: "Eşhedü enlâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerike leh ve eşhedü enne Muhammedün abdühû ve Resûluh" derse, ona Cennetin sekiz kapısı açılır. Hangisinden isterse ondan girer.Ramuz el e-hadis, 414. sayfa, 7. hadis
12439 Bir kimse şunlara sahip olursa -diline ve beline işaret etti- Ben ona Cenneti tekeffül ederim.Ramuz el e-hadis, 428. sayfa, 4. hadis
12688 Kim Benim için bir şeyi kabul ediyorsa Ben de ona Cenneti kabul edeyim. Kimseden bir şey istemesin.Ramuz el e-hadis, 447. sayfa, 6. hadis
12973 Cehenneme (cehennemlikler) atılmaya devam ettikçe o şöyle der; "Daha var mı?" İzzet sahibi Rab ayağını ona koyuncaya (tecelli edinceye) kadar. O zaman bir kısmı küçülür de, "İzzet ve keremin hakkı için pes pes" der. Cennette ise fazla yer bulunmaya devam eder. Hatta öyleki, Allah başka mahlukat yaratır da Cennetin fazla yerlerine onları iskan eder.Ramuz el e-hadis, 471. sayfa, 11. hadis
13127 Dört şey bir mü'minde toplanırsa, Allah ona bu sebeble Cenneti vacib kılar; Dilde doğruluk, malda cömertlik, kalbde muhabbet, gizli ve aşikarede hayırhahlık.Ramuz el e-hadis, 483. sayfa, 12. hadis
14327

Enes radıyallahu anh şöyle dedi:

Amcam Enes İbni Nadr radıyallahu anh Bedir Savaşı’na katılmamıştı. Bu ona çok ağır geldi. Bu sebeple:

“Ey Allah’ın Resûlü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah Teâlâ müşriklerle yapılacak bir savaşta beni bulundurursa, neler yapacağımı elbette Allah Teâlâ görecektir” dedi.

Sonra Uhud Savaşı’nda müslüman safları dağılınca, -arkadaşlarını kastederek- “Rabbim, bunların yaptıklarından dolayı özür beyan ederim” dedi. Müşrikleri kastederek de “Bunların yaptıklarından da uzak olduğumu sana arzederim” deyip ilerledi. Sa’d İbni Muâz ile karşılaştı ve:

Ey Sa’d! istediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o Cennetin kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (olayı anlatırken) “Ben onun yaptığını yapamadım, ya Resûlallah” dedi.

Enes radıyallahu anh devamla şöyle dedi:

Amcamı şehid edilmiş olarak bulduk. Vücudunda seksenden fazla kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Müşrikler müsle yapmış, uzuvlarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıyamadı. Sadece kızkardeşi parmak uçlarından tanıdı.

Enes dedi ki, biz şu âyetin amcam ve amcam gibiler hakkında inmiş olduğunu düşünmekteyiz:

“Mü’minler içinde öyle yiğit erkekler vardır ki, Allah’a verdikleri sözlerinde durdular. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehid düştü), kimi de sırasını bekliyor. Bunlar aslâ sözlerini değiştirmemişlerdir” [Ahzâb sûresi (33), 23]

Buhârî, Cihâd 12; Müslim, İmâre 148