Arama Sonuçları ona bu

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/355-ona-bu/190

NoHadis MetniKaynak
11480 Allah Teala Cenneti yarattığında Cebrail (a.s.)'a şöyle buyurdu: "Git ona bak." O da gitti, baktı, sonra geldi, dedi ki: "Ya Rabbi! İzzetin hakkı için bunu duyup da girmiyen kalmaz." Sonra Allah Teala onun etrafını hoşa gitmeyen şeylerle çevirdi. Sonra buyurdu: "Ya Cebrail (a.s.) git ona bak." O da gitti, baktı, sonra geldi ve dedi ki: "Ya Rabbi! İzzetin hakkı için muhakkak ki ben ona kimsenin girememesinden korkarım." Vaktaki Allah Cehennemi yarattı, şöyle buyurdu: "Ey Cebrail (a.s.) git ona bak." O da gitti, baktı, sonra geldi, şöyle dedi: "İzzetin hakkı için onu duyup da giren hiç bir kimse olmaz." O zaman Allah, Cehennemin etrafını hoşa giden şeylerle çevirdi. Sonra buyurdu ki; "Ya Cebrail (a.s.) git ona bak." O da ona baktı ve şöyle dedi: "Ya Rabbi! İzzetin hakkı için muhakkak ki ona girmiyen hiç kimsenin kalmıyacağından korkarım."Ramuz el e-hadis, 352. sayfa, 2. hadis
11481 Allah, Adem (a.s.)'ın bedenini yaratıp bıraktıktan sonra iblis dolaşıp ona bakmaya başladı. Vaktaki onu içi boş gördü, "bu kendine sahip olamaz, benim için kolay ele geçirilebilir bir yaratık" dedi.Ramuz el e-hadis, 352. sayfa, 3. hadis
11487 İbrahim Halilullah (a.s.) "Menâsike" (Hacda) gelince şeytan ona Cemre-i Akabe yanında zahir oldu. O da ona yedi tane taş attı. Şeytan orada battı gibi oldu. Sonra ikinci cemre yanında göründü. O da ona yedi taş daha attı. Öyle ki o, yere battı gibi oldu. Sonra üçüncü cemre yanında ona gene göründü. ona yedi taş daha attı. O da yine battı gibi oldu. (Ve bu, hac menasikinden oldu.)Ramuz el e-hadis, 353. sayfa, 1. hadis
11488 Nuh (a.s.)'ı Allah kavmine Peygamber olarak gönderdiğinde o, iki yüz elli yaşında idi. Dokuzyüz elli sene kavmi arasında yaşadı. Ve tufandan sonra da ikiyüz elli sene daha yaşadı. Melekül Mevt ona geldiğinde dedi ki: "Ey Nuh (a.s.) ey Peygamberlerin en büyüğü, ey uzun ömürlü ve ey duası kabul olan! Dünyayı nasıl gördün?" buyurdu ki: "Şu adam gibi ki, kendisine iki kapısı olan bir ev yapılmışta, birinden girmiş diğerinden çıkmıştır."Ramuz el e-hadis, 353. sayfa, 2. hadis
11489 Allah, aklı yarattığında ona şöyle buyurdu: "Gel", o da geldi. Sonra ona buyurdu: "Git", o da gitti. Sonra ona buyurdu. "Otur", o da oturdu. Sonra ona buyurdu: "Konuş", o da konuştu. Sonra ona buyurdu: "Sus", o da sustu. Sonra buyurdu ki: "Bana senden sevgili ve daha kerim olan bir mahluk yaratmadım. Seninle tanınırım, seninle Hamd edilirim, seninle itaat olunurum, Seninle alırım, seninle veririm. Seni hesaba çeker, muhatab ederim. Sevab sana, ceza da sana. Sana en büyük ikram da "Sabır" dır."Ramuz el e-hadis, 353. sayfa, 3. hadis
11554 Ademoğlu, sıhhat ve selametten başka bir şey olmasa idi, bu ikisi ona, başını yemek için kafi bir derd olarak yeterdi.Ramuz el e-hadis, 359. sayfa, 1. hadis
11565 Hacer-i Esved'e cahiliyet zamanı adamlarının manevi pislikleri bulaşmasaydı, ona dokunup da iyi olmıyan dertli kalmazdı. (Yeryüzünde yegane Cennet eşyasıdır.)Ramuz el e-hadis, 360. sayfa, 1. hadis
11652 Adam din kardeşine, mazlum da zalim de olsa, yardım etsin. Zalim olursa onu nehyeder. bu onun için bir yardımdır. Mazlum ise ona yardım etsin.Ramuz el e-hadis, 367. sayfa, 8. hadis
11665 Kabrinde ölü, boğulmak üzere olan kimseye benzer. Babadan, anadan, çocuktan veya sağlam dosttan dua bekler. O, duaya kavuştuğunda bu ona dünya ve içindekilerden daha sevgili olur. Allah Azze ve Celle kabir ehline, dünya ehlinin duasından dağlar gibi idhal eder. Muhakkak ki dirilerin ölülere hediyesi, onlar için istiğfar ve onlar için sadakadır.Ramuz el e-hadis, 368. sayfa, 10. hadis
11682 Kafir veya müslüman bir adam bir iyilik yaparsa Allah Teala ona sevap verir. Denildi ki: "Kafire sevap nasıl olur?" buyurdu ki: "Eğer o sıla-i rahim yapsa veya bir sadaka tasadduk etse veya bir hasene yapsa, Allah ona mal, çocuk, sıhhat ve bunun benzerlerini verir. Denildi ki: "Ahirette karşılığı nedir?" buyurdu ki: "Azabı hafif olur. Ve şu mealdeki ayeti okudu: "Firavun ailesini azabların en şiddetlisine sokun."Ramuz el e-hadis, 369. sayfa, 15. hadis