No | Hadis Metni | Kaynak |
8626 | Adam, meclisinde, güldürmek için öyle bir söz söyler ki, Sureyya yıldızı kadar aşağı düşer. | Ramuz el e-hadis, 99. sayfa, 11. hadis |
8632 | Şu on alâmet olmadan kıyamet gelmez: Duhan, Dabbetül arz, Deccal, Güneşin garbtan doğuşu, Üç yerde yere batış, Şark, Garb ve Ceziretül Arab'da, İsa ibni Meryem'in inmesi, Ye'cüc ve Mec'ücün çıkması ve Aden içinden bir ateş çıkması ve insanları mahşere (Şam'a) sürmesi ve yanlarından ayrılmaması. Öyle ki onla geceleyince o ateş de geceler. Kaylûle yaptıklarında o da yanlarında bekler. (Yanlarından ayrılmaz.) (Bu on alâmet oluş sırasına göre değildir.) | Ramuz el e-hadis, 100. sayfa, 5. hadis |
8661 | Büyük bir kaya cehennem kenarından bırakılır. Yetmiş yıl düşer, dibini bulamaz. | Ramuz el e-hadis, 103. sayfa, 2. hadis |
8672 | bir kul, bir kelimeyi söyler, ne söylediğini fark etmez. (Sözün ne netice vereceğini) Bu yüzden Cehennemde şark ile garb arasında daha uzak bir yere düşer. | Ramuz el e-hadis, 103. sayfa, 13. hadis |
8690 | Gazab, Cehennem ateşinden bir alâmettir. (Dağlama ile yapılan işaret gibi.) Allah, gazab edenlerin kalb damarları üzerine bu ateşten yapılmış damgayı vurmuştur. Görmüyor musun ki, gazaba gelince, insanın gözleri kanlanır, suratları kızarır ve damarları şişer. | Ramuz el e-hadis, 105. sayfa, 5. hadis |
8703 | Kafir, bir iş hususunda Allah'a dua eder, hemen yerine getirilir. Mü'min dua eder, hemen yerine getirilmez. Melâike bundan endişeye düşer. Allah buyurur ki: "Ben kâfire icabet ettim. Şunun için ki, Ben kâfire ve sesine gazab ederim. Benden duasını kessin ve Beni anmasın diye veririm. Mü'mine gelince, ağır davranırım. Benden ve Beni zikretmesinden kesilmesin diye. Çünkü Ben onu ve onun tazarruunu severim." | Ramuz el e-hadis, 105. sayfa, 18. hadis |
8773 | Mel'un iblis şeytanlarına hitab eder ve der ki: "Et, kadın ve içkileri ele alın, zira şer için bunlardan daha müessir bir şey bulamadım." | Ramuz el e-hadis, 111. sayfa, 4. hadis |
8835 | Kıyamet gününde her merhalede Bana en yakın olanınız, dünyada Bana en çok salât ve selâm getirerinizdir. Kim ki Cuma günü ve Cuma gecesi Bana salâtı şerife getirirse, Cenab-ı Hak, onun yetmişi ahiret ve otuzu dünya ihtiyaçlarından olmak üzere, yüz hacetini giderir. Sonra Allah bir meleği vazifelendirir. Size nasıl hediyeler gelirse o da kabrime girer. Bana salât edeni haber verir. Adı, nesebi ve kabilesine kadar. Ben de beyaz bir deftere yazarım. | Ramuz el e-hadis, 116. sayfa, 9. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |
8921 | Adem oğlunda 360 mafsal vardır. Her gün bunun için 360 sadaka vermesi lazımdır. Sormuşlar: "Ya Resulallah, buna kim muktedir olabilir?" Buyurmuş ki: birine yol göstermek bir sadaka, zahmet veren bir şeyi yoldan kaldırmak bir sadaka, ihtiyaçtan fazla elbiseyi vermek de bir sadakadır. Yine sormuşlar: "Ya Resulallah bunu da yapmazsak?" Buyurdular ki: Halka şerri dokunmaktan çekinmek de kendisi için bir sadakadır. | Ramuz el e-hadis, 126. sayfa, 5. hadis |