Arama Sonuçları karşı da

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/36212-karsi-da/150

NoHadis MetniKaynak
13306 Ya Ammar (r.a), Allah (z.c.hz.)nin bir meleği vardır ki, ona bütün mahlukatın söylediğini dinlemek kabiliyetini vermiştir. Ben ölünce kıyamete kadar o kabrimde durur ve ümmetimden bir kimse Bana ne zaman salat getirse onu ismi ve baba ismi ile Bana bildirir de, der ki: "Ya Muhammed (s.a.v) falan sana şöyle şöyle salat eyledi." Bunun üzerine Rab, bu adama her bir salatına karşılık on salat eder.Ramuz el e-hadis, 499. sayfa, 4. hadis
13361 İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, onların hepsi Kur'an okur, ibadete çalışırlar ve ehli bid'atle de meşgul olurlar. Lakin bilmedikleri cihetten müşrik olurlar ve okumalarına ve ilimlerine bedel rızık alırlar ve dünyayı din karşılığında yerler. İşte bunlar, kör deccalin avanesi olacaklardır.Ramuz el e-hadis, 504. sayfa, 3. hadis
13368 Adalet sahibi kadı, kıyamet günü getirilir, şiddetli bir hesapla karşılaşır ve temenni eder ki: "Keşke iki kişi arasında bir hurma davası fasl etmeseydi."Ramuz el e-hadis, 505. sayfa, 1. hadis
13370 Kıyamet günü ümmetimden bir adam divana getirilir ki, kendisi için Cenneti hak edecek sevabı bulunmaz. Allah (z.c.hz.) buyurur ki; "Onu Cennete sokun. Zira o efradı ailesine karşı merhametli idi."Ramuz el e-hadis, 505. sayfa, 3. hadis
13469 Allah (z.c.hz.) buyuruyor: "Ey Adem oğlu, benim iznimle sen kendi nefsinin dilediğini isteyen kimsesin. Benim irademle nefsin için irade ettiğini irade ettiğim kimsesin. Sana olan nimetimin fazlı ile masiyet işlemeye kuvvet buldun. Benim ismetimle tevfikimle, yardımımla ve afiyetimle Benim farzlarımı eda etmiş oldun. Şu halde Ben senin ihsanına senden daha evlayım. Sen de günahına Benden daha layıksın. Hayır sana Benden izhar oldu. Benden sana ceza, cinayetine karşılık oldu. Sen nefsin için Benden neye razı oldunsa, Ben de sana onu layık gördüm.Ramuz el e-hadis, 514. sayfa, 7. hadis
13485 Allah (z.c.hz.) buyurur: "Bir kimse mahlukatımdan zaif bir kimseye bir iyilikte bulunur da, onun da kendisini mükafatlandırmaya gücü yetmezse, ona karşılık kendisini mükafatlandıracak olan bizzat Ben olurum."Ramuz el e-hadis, 516. sayfa, 6. hadis
13529 Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi.Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis
13559 Birisinin kapısına geldiklerinde tam karşıdan gelmez, lakin sağ veya sol kanadına siper gelir ve "Esselamü Aleyküm, Esselamü Aleyküm" derlerdi.Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 5. hadis
13564 Kendilerini mesrur edecek bir işle karşılaştıklarında şöyle buyururlardı: "Elhamdülillâhillezî bi ni'metihî tetümmüs salihâti": (Hamd o Allah'a mahsustur ki, iyilikler ancak onun nimeti ile tamam olur) Kendileri hoşlanmadığı bir şeyle karşılaştıklarında ise şöyle buyururlardı: "Elhamdülillâhi ala külli halin." (Her durumda Hamd Allah'a mahsustur.)Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 10. hadis
13613 Kendisine veya ashabından birisine göz ağrısı isabet ettiğinde, şu kelimelerle dua buyururlardı: "Yarabbi beni gözümden faydalandır. Onu bana varis et. Düşmanın zararının benden uzaklaştığını bana göster. Ve bana zulmedene karşı bana yardım et.Ramuz el e-hadis, 526. sayfa, 1. hadis