No | Hadis Metni | Kaynak |
7982 | İsrail oğullarında görülen şeyler sizin aranızda da zuhur ettiği zaman, şöyle ki; kötülük büyüklerinizde, mülke tasarruf küçüklerinizde, ilim de en rezillerinizde olduğu zaman. (Bu hadisi şerif Peygamberimiz (s.a.s.)'e şöyle sorulduğunda varid olmuştur: "Ya Resulallah biz marufla emri ve münkerden nehyi ne zaman terkediniz?" Diğer bir rivayette ise şöyle buyurulmuştur: "Hayırlarınız arasında medihçilir (iki yüzlülük) şerlileriniz arasında fuhuş, küçükleriniz arasında mülke tasarruf ve rezil kimseler arasında fıkıh meydan aldığında.) | Ramuz el e-hadis, 54. sayfa, 1. hadis |
8145 | Gecenin yarısı veya üçte ikisi geçtiği zaman, Allah Tealâ dünya semasına nüzul eder de buyurur ki: "İsteyen yok mu verilsin, dua eden yok mu müstecab olsun, istiğfar eden yok mu mağfiret olunsun. "Bu hal tâ fecr açılıncaya kadar devam eder. | Ramuz el e-hadis, 64. sayfa, 8. hadis |
8173 | Sizden birinin kabına sinek düştüğü zaman o sineği ona batırsın (sonra çıkarıp atsın). Zira onun iki kanadından birinde zehir, diğerinde şifa vardır. Ve böylece şifası zehirini yok eder. | Ramuz el e-hadis, 66. sayfa, 4. hadis |
8179 | Kız çocuğu doğduğu zaman, Allah onun üzerine bereketi yağdıran bir melek gönderir. Ve o melek şöyle der: "Aciz bir kul zaiften doğdu. Ona yardım edenler, kıyamete kadar yardım görücüdürler." Erkek çocuk doğduğunda Allah Telalâ ona da semadan bir melek gönderir ki, o çocuğun iki gözü arasından öper ve der ki "Allah sana selam gönderdi." | Ramuz el e-hadis, 66. sayfa, 10. hadis |
8561 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Oruç Benimdir. Ona mükâfatını Ben veririm." Oruçluya iki ferah vardır: Biri iftarda, ikincisi Allah'a kavuştuğunda mükâfatını alacağı zaman. Muhammed (s.a.s.)'in nefsi yed-i kudretinde Olana kasem ederim ki, Oruçlunun ağız kokusu Allah'a, amber kokusundan daha güzel gelir. | Ramuz el e-hadis, 94. sayfa, 6. hadis |
8578 | Arzlar, her arz ile onu takip eden arz arası, 500 senelik mesafedir. Birincisi bir balık üzerindedir. Öyle bir balık ki, iki ucu gökte, balık kaya üzerinde, kayayı da bir melek tutuyor. İkinci arz tabakası ise havayı hapseden tabakadır. Allah (z.c.hz.) Ad kavmini helak edeceği zaman onun melaikesine emretti: "Bir delik aç" O da: "Bir öküz burnu kadar açayım mı?" dedi. Allah: "Hayır, o bütün insanları helaka yeter. Sen bir yüzük kadar aç." O rüzgar öyle bir rüzgardır ki, Allah Teala kitabında onun hakkında şu mealde buyurmuştu: "O rüzgar, uğradığı şeyi, çiğnenmiş ot parçası gibi yaptı." Üçüncü tabakada cehennem taşları vardır. Dördüncü tabakada cehennem kibritleri vardır. Dediler ki: "Cehennem için kibrit var mı?" Evet var, dedi. Allah'a yemin ederim ki, o Cehennemde kibritten öyle bir vadi var ki, oraya dağlar gönderilse erirdi. Beşinci tabakayı Cehennem yılanları teşkil ediyor. Onların ağızları kafirleri yalıyor, onda et bırakmıyor, sinir ve kemik kalıyor. Altıncı tabakada Cehennem akrebleri var. Onların en küçükleri katır kadardır. Kafirlere tekme vurur. Onu sokması, Cehennem ateşini unutturur. Yedinci tabakada iblis hapsedilmiştir. Bir eli önde bir eli arkada demire bağlanmıştır. Allah onu birine musallet edeceği vakit çözer. (İşini bitince tekrar bağlanır.) | Ramuz el e-hadis, 95. sayfa, 11. hadis |
8588 | Tevbe günahı yıkar. İyilikler fenalıkları giderir. Kul, Rabbini rahatlık ve bollukta zikrettiğinde, Allah onu, belâ zamanında kurtarır, korur. Allah şöyle buyuruyor: "Bir kuluma iki korku da vermem, iki eminlik de vermem. Eğer dünyada Benden emin olursa, ahirette korkar. Dünyada korkarsa onu ahirette emin kılarım. Ve onu mahvedeceğim insanlar meydanında kılmam." | Ramuz el e-hadis, 96. sayfa, 10. hadis |
8657 | Şeytan hortumunu ademoğlunun kalbinin üstüne koymuştur. O kimse Allah'ı anarsa, hortumu kalkar, unutursa, kalbi hortumunun içine düşer. (O zaman yürek sıkıntısı vaki olur. Bunu zikir giderir.) | Ramuz el e-hadis, 102. sayfa, 9. hadis |
8678 | Kul bir çok zamanlar, bir çok zamanlar, bir çok zamanlar müslüman yaşar. Fakat sonunda Allah'ın gazabına uğrayabilir. Yine, ömrünü hep küfürle geçirir. Fakat sonunda Allah'ın Rahmetine uğrayabilir. Kim ki herkese gıybet ederek ve fena lâkap takarak ölürse, kıyamette, burnu ile iki dudağı arasına damga vurulur. | Ramuz el e-hadis, 104. sayfa, 4. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |