Arama Sonuçları Rüya altı

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/38462-Ruya-alti

NoHadis MetniKaynak
9770 Salih bir adamın gördüğü Rahmani Rüya, Peygamberliğin kırkaltı cüzünden biridir.Ramuz el e-hadis, 209. sayfa, 8. hadis
9771 Rüya bir kuşun ayağına asılı bir haldedir, sahibi söz etmedikçe. Sahibi onu anlatırsa düşer. Onun için Rüyayı ancak alime, nâsiha veya akıllı bir kimseye anlatın. Ve salih Rüya Nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür.Ramuz el e-hadis, 209. sayfa, 9. hadis
9772 Müminin sevindiği Rüya, Nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür. Kim böyle bir Rüya görürse sevdiğine anlatsın. Kim de hoşa gitmiyen bir Rüya görürse, o Rüya ancak şeytandandır ve o kimseyi hüzünlendirmek istemiştir. O zaman sol tarafına üç defa tükürsün. Sussun ve Rüyasını hiç kimseye anlatmasın.Ramuz el e-hadis, 209. sayfa, 10. hadis
9774 Rüya üç menzile üzerinedir. Birisi adama nefsinin söylemesidir ki, bu bir şey değildir. Biri de şeytandan olur. Biriniz hoşlanmadığı bir Rüya görürse sol tarafına tükürsün ve şeytandan Allah'a sığınsın. Böyle yaparsa ondan asla bir zarar görmez. Üçüncüsü ise Allah'tan bir beşarettir. O salih adamın gördüğü Rüya ki, bu Nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüzdür. Sizden biri hoşuna giden bir şey görürse onu iyi görüşlü bir kimseye anlatsın ve o da "Hayırdır" desin.Ramuz el e-hadis, 209. sayfa, 12. hadis
9775 Sadık ve salih Rüya Peygamberliğin (asarından bir eserdir) yetmiş altı cüz'ünden bir cüzdür.Ramuz el e-hadis, 210. sayfa, 1. hadis
9779 Rüya altı türlüdür. Kadın hayıra, deve korkuya, süt dine, yeşil Cennete, gemi necata, ve hurma da rızka delâlet eder.Ramuz el e-hadis, 210. sayfa, 5. hadis
10744 Müminin Rüyası Peygamberliğin kırk altı cüzünden biridir.Ramuz el e-hadis, 288. sayfa, 3. hadis
14329

Saîd İbni Abdülazîz’in Rebîa İbni Yezîd’den; Rebîa’nın Ebû İdrîs elHavlânî’den, onun Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh’den; Ebû Zer’in Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den; onun da Allah Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

“Kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmetmeyiniz.

Kullarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında hepiniz sapıtmışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya ileteyim.

Kullarım! Benim doyurduklarım hariç, hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.

Kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıplaksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.

Kullarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün günahları afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin ki sizi bağışlayayım.

Kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz.

Kullarım! Evveliniz ahiriniz, insanınız cinleriniz, en müttaki bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümde herhangi bir şey arttırmaz.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en günahkâr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümden en küçük bir şey eksiltmez.

Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılıp çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır. (Yani hiç bir şey eksiltmez.)

Kullarım! İşte sizin amelleriniz. Onları sizin için saklar, sonra onları size iâde ederim. Artık kim bir hayır bulursa Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulursa öz nefsinden başka kimseyi ayıplamasın.”

Saîd İbni Abdülaziz dedi ki, Ebû İdris el-Havlânî bu hadisi rivâyet ettiği zaman dizleri üzerine çöküverdi.

Müslim, Birr 55