No | Hadis Metni | Kaynak |
7792 | Allah kıyamet gününde bütün halkı bir araya getirdiğinde Muhammed (s.a.s.) ümmetine, Allah'a secde etmelerine izin verilir. Bunun üzerine onlar uzun bir secde yaparlar. Sonra kendilerine şöyle denir: "Başlarınızı kaldırın, küfür ehlinden sayınız kadar size karşılık fidye kıldık." | Ramuz el e-hadis, 41. sayfa, 11. hadis |
7983 | Arz üzerinde bir yerde kötülük yayıldığında, onların arasında salihler bulunsa da, Allah o yer halkına azabını indirir. İnsanlara gelen azab o salihlere de isabet eder. Lakin daha sonra onlar Allah'ın rahmetine ve Onun mağfiretine kavuştururlar. | Ramuz el e-hadis, 54. sayfa, 2. hadis |
7993 | bir beldede zina ve riba meydan alırsa, onlar (o belde halkı) Allah'ın azabına hak kazanmış olurlar. | Ramuz el e-hadis, 54. sayfa, 12. hadis |
8026 | İnbat halkı (Basra ile Kufe arasında bir yer halkı) arasında İslamiyet yayıldığında ve onlar sizin aranızda evler yapıp avlularında oturdukları zaman, kendilerinden sakınınız. Zira içlerinde hilekar, bozguncu ve fitneciler bulunur. | Ramuz el e-hadis, 56. sayfa, 16. hadis |
8137 | Allah Tealâ'nın, halkını helak ettiği bir beldeye uğradığınızda, oradan sür'atle geçiniz. | Ramuz el e-hadis, 63. sayfa, 16. hadis |
8440 | Allah (z.c.hz.) bir ev halkını sevdiğinde, aralarında mülâyemet kaim olur. | Ramuz el e-hadis, 85. sayfa, 5. hadis |
8473 | Allah (z.c.hz.) arz halkını zulmette yarattı. Sonra onların üzerine nurundan bıraktı. Bu nur kimlere isabet ettiyse iman etti. İsabet etmeyen dalâlette kaldı. Artık yeni bir şey olacak değil. Yazılanlar meydana gelecek. | Ramuz el e-hadis, 87. sayfa, 14. hadis |
8852 | bir aile halkı, birbirini yokladıklarında, Allah onların rızkını geniş ve kolay kılar. Ve onlar Allah'ın dairei himayesi altında bulunurlar. | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 4. hadis |
8959 | Allah (z.c.hz)'nin her gün yer halkına üç yüz altmış Rahmet nazarı vardır. Bunlardan biri her kime isabet ederse, o kimse dünya ve ahiret şerrinden uzak olur. Ve ona dünya ve ahiret hayrı verilir. | Ramuz el e-hadis, 130. sayfa, 2. hadis |
9226 | Kıyametin ilk alametleri: Deccal, İsa (a.s.)'ın inmesi, Aden toprağından bir ateşin çıkıp halkı mahşere (Şam'a) sürmesi, öyle ki onlar kaylule (öğle uykusu) yaptığı zaman o ateş bekler. (Onlar yürüyünce o da yürür). Ve bir de Duhan, Dabbe ve Ye'cüc ve Me'cücün zuhurudur. Denildi ki : "Ya Resulallah, Ye'cüc ve Me'cuc nedir?" Buyurduki: Yec'cüc ve Me'cuc bir takım ümmetlerdik ki, her biri dörtyüz binliktir. Onlardan her bir kişi etrafında, kendi sulbünden gelme bin tane göz görmedikçe ölmez. Bunlar Adem evladıdır. Ve dünyanın harab olmasına çalışırlar. Geldiklerinde Fırat ve Dicle'den içerler. Taberiye gölünü kuruturlar. Beyt'i Makdise vardıklarında ise şöyle derler: "Dünya halkını tamamen öldürdük. Şimdi de göktekilerini öldürelim." Ve oklarını göğe doğru atarlar da, o oklar kana bulaşmış alarak geri dönerler. Bunun üzerine: "Semadakileri de öldürdük" derler. O sırada İsa (a.s) ve müslümanlar Turi-Sina dağında bulunurlar. Allah, İsa (a.s)'a şöyle vahyeder: "Kullarımı Turdağı ve Eyle etrafında muhafaza et." Sonra İsa (a.s) ellerini semaya kaldırıp dua eder. Müminler de "amin" derler. Bunun üzerine Allah Ye'cüc ve Me'cücün üzerlerine "hegaf" denen ve insanların burnundan giren kurtçukları gönderir. Bu kurtçuklar onları Şam'dan Şark'a kadar sarar ve böylece Ye'cüc ile Mec'ücün hepsi ölürler. Öyleki, onların cifelerinden arz kokar. O zaman Allah, göğe emreder. Ve gökten kırbadan boşanırcasına yağmur yağar, onların cife ve kokularından arzı yıkar. İşte ondan sonra güneşin garbten doğma vakti gelir. | Ramuz el e-hadis, 160. sayfa, 9. hadis |