No | Hadis Metni | Kaynak |
11320 | İsrail oğullarını Peygamberleri idare ederdi. Bir Peygamber vefat edince diğeri ona halef olurdu. Benden sonra Peygamber yok. Halifeler gelecek ve onlar çok olacak. Dediler ki: "Bize ne emredersin?" Buyurdu ki: "İlk biat ettiğinize vefa edin ve Allah'ın onlar için olor:green'>verdiği haklarını verin. Muhakkak Allah, idarelerinden dolayı hesabı onlara Kendisi soracaktır. | Ramuz el e-hadis, 338. sayfa, 6. hadis |
11394 | Yeyin, için, sadaka verin ve kibirsiz, israfsız giyinin. Zira Allah kuluna olor:green'>verdiği nimetin eserini kulunda görmek ister. | Ramuz el e-hadis, 343. sayfa, 9. hadis |
11490 | Allah (z.c.hz.) Adem (a.s.)'ı Cennetten indirdiğinde, ona her şeyin san'atını öğretti ve Cennet meyvalarından ona rızık olor:green'>verdi. İşte şu meyvalarınız Cennet meyvalarındandır. Ne var ki, sizin meyvanız bozulur. Cennet meyvaları bozulmaz. | Ramuz el e-hadis, 353. sayfa, 4. hadis |
11666 | Allah (z.c.hz.) bir alime ilim olor:green'>verdi ise, ondan ilmini saklamamak için de ahid aldı. | Ramuz el e-hadis, 368. sayfa, 11. hadis |
11691 | Allah (z.c.hz.) bir kula ilim veya akıl olor:green'>verdi ise, o sebeble kendisini bir gün kurtaracaktır. | Ramuz el e-hadis, 370. sayfa, 9. hadis |
11721 | Allah (z.c.hz.) bir kula bir nimet olor:green'>verdi ve onu tamamladı ise, insanların hacetini o kula düşürür de o da bundan sıkılırsa, muhakkak bu nimet zevale maruz kılınır. (Böyle bir kimse ehli hacetin müraacatından memnun olmalıdır.) | Ramuz el e-hadis, 372. sayfa, 10. hadis |
11723 | Allah (z.c.hz.) bir kula bir nimet olor:green'>verdiğinde, ehli hacet çok gelir de onları iyi karşılamaz ve tahammül etmezse, o nimet zeval bulur. | Ramuz el e-hadis, 372. sayfa, 12. hadis |
11821 | Hiç bir akraba yoktur ki, akrabası gelib de kendisinden Allah'ın olor:green'>verdiğinden bir hacet istesin ve o da esirgesin, kıyamette ona, ismine şucâ' denen Cehennem yılanı musallat edilmesin. o yılan onu sokar ve üstüne de çöreklenir. | Ramuz el e-hadis, 381. sayfa, 9. hadis |
11885 | Bir mü'minin kalbine sürur vermiş bir mü'min yoktur ki, o sürurdan Allah, Allah'a ibadet eden, onu temcid eden, onu tevhid eden bir melek yaratmasın. Bu mü'min kabrine girince o, mü'mine olor:green'>verdiği sürur gelir ve "beni tanıdın mı?" der o da: "Sen kimsin?" der. o da şöyle cevap verir: "Ben filana olor:green'>verdiğin sürurum. Ben bugün senin yanlızlığında enîsin olacağım, suallerine yardım edeceğim ve sana o sabit sözü unutturmayacağım, mahşerde seninle beraber olacağım. Rabbına senin için şefaatta bulunacağım ve Cennette de yerini sana göstereceğim." | Ramuz el e-hadis, 387. sayfa, 2. hadis |
11917 | Maîşeti müşkilleşmiş bir kimsenin evinden çıktığında şunu demesine ne mani var?: "Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî Allahümme raddinî, bi kadâike ve bâriklî fîmâ kuddiralî hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahharte ve te'hîra mâ acelte." (Allah adı ile başlar, nefsimi, malımı ve dinimi korumasını ondan dilerim. Allahım ilahi kazana beni razı kıl ve benim için takdir olunanı bana mübarek eyle, Ta ki senin te'hir ettiğin şeyin acilen olmasını ve acilen olor:green'>verdiğin şeyin de sonraya kalmasını istemiş olmayayım. | Ramuz el e-hadis, 389. sayfa, 10. hadis |