Arama Sonuçları Allahü La

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/40640-Allahu-La/250

NoHadis MetniKaynak
14320

Ebû AbdulLah Huzeyfe İbnü’l-Yemân radıyalLahu anhümâ şöyle dedi:

“Bir gece Peygamber salLalLahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. Bakara sûresini okumaya başLadı. Ben içimden herhalde yüz âyet okuyunca rükû eder, dedim. O yüz âyetten sonra da okumaya devam etti. Ben yine içimden bu sûre ile namazı bitirecek, dedim. O yine devam etti. Bu sûreyi bitirip rükû eder dedim, etmedi. Nisâ sûresi’ne başLadı; onu da okudu. Sonra Âl-i İmrân sûresi’ne başLadı; onu da okudu. Ağır ağır okuyor, tesbih âyetleri gelince tesbih ediyor, dilek âyeti gelince dilekte bulunuyor, istiâze âyeti geçince AlLah’a sığınıyordu. Sonra rükûa gitti. “Sübhâne rabbiye’l-azîm (büyük rabbimi tenzîh ederim)” demeye başLadı. Rükûu da aşağı-yukarı ayakta durduğu kadar uzun oldu. Sonra “semiallâhu limen hamideh, rabbenâ leke’l-hamd (AlLah, kendisine hamd edeni duyar, hamd yalnız sanadır ey rabbimiz)” dedi ve kalktı. Hemen hemen rükûuna yakın uzunca bir süre ayakta durdu. Sonra secdeye vardı ve “sübhâne rabbiye’l-a’lâ (yüce rabbimi tenzih ederim)” dedi. Secdesini de aşağı-yukarı kıyâmı kadar uzattı.”

Müslim, Müsâfirîn 203
14321

İbni Mes’ûd radıyalLahu anh şöyle dedi:

Bir gece ResûlulLah salLalLahu aleyhi ve sellem’in arkasında namaz kıldım. Ayakta o kadar uzun durdu ki, en sonunda, içimden hoş olmayan bir şey yapmayı bile geçirdim.

Ne yapmayı düşündün? dediler.

Peygamber’i ayakta bırakıp oturmayı düşündüm, dedi.

Buhârî, Teheccüd 9;Müslim, Müsâfirîn 204
14322

Enes radıyalLahu anh’den, ResûlulLah salLalLahu aleyhi ve sel-lem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

“Ölüyü (kabre kadar) üç şey takip eder: Çoluk-çocuğu, malı ve ameli. BunLardan ikisi döner, biri kalır. Çoluk-çocuğu ve malı döner, ameli (kendisiyle) kalır.”

Buhârî, Rikak 42; Müslim, Zühd 5. Ayrıca bk.Tirmizî, Zühd 46; Nesâî, Cenâiz 52
14323

İbni Mes’ûd radıyalLahu anh’den rivayet edildiğine göre, ResûlulLah salLalLahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Cennet size, ayakkabınızın bağından daha yakındır. Cehennem de öyledir.”

Buhârî, Rikak 29
14324

ResûlulLah’ın hizmetkârı ve Ehl-i suffe’den oLan Ebû Firâs Rebîa İbni Ka’b el-Eslemî radıyalLahu anh şöyle dedi:

“ResûlulLah salLalLahu aleyhi ve sellem ile birlikte gecelerdim. Abdest suyunu ve öteki ihtiyaçLarını ona getirirdim. Buna karşılık bir keresinde bana:

“Dile (benden ne dilersen)” buyurdu. Ben: Cennette seninle beraber olmayı isterim, dedim. Peygamber salLalLahu aleyhi ve sellem: “Başka bir şey istemez misin?” buyurdu. Ben: Benim dileğim bundan ibarettir, dedim. Peygamber salLalLahu aleyhi ve sellem: “Öyleyse çok namaz kılıp secde ederek, kendin için bana yardımcı ol!” buyurdu.
Müslim, Salât 226. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 22; Nesâî, Tatbîk 79
14325

Ebû AbdulLah (veya Ebû Abdurrahman) Sevbân radıyalLahu anh’den -ki kendisi ResûlulLah’ın azadlı kölesidir- rivayet edildiğine göre o “ResûlulLah salLalLahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim” demiştir:

“Çok secde etmeye bak! Zira senin AlLah için yaptığın her secde karşılığında AlLah seni bir derece yükseltir ve bir hatânı siler.”

Müslim, Salât 225. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu’ 22; Tirmizî, Salât 169; Nesâî, Tatbîk 80, 89
14326

Ebû Safvân AbdulLah İbni Büsr el-Eslemî radıyalLahu anh’den rivayet edildiğine göre ResûlulLah salLalLahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsanLarın en kârlısı, ömrü uzun, ameli güzel oLandır.”

Tirmizî, Zühd 21, 22
14327

Enes radıyalLahu anh şöyle dedi:

Amcam Enes İbni Nadr radıyalLahu anh Bedir Savaşı’na katılmamıştı. Bu ona çok ağır geldi. Bu sebeple:

“Ey AlLah’ın Resûlü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer AlLah Teâlâ müşriklerle yapıLacak bir savaşta beni bulundurursa, neler yapacağımı elbette AlLah Teâlâ görecektir” dedi.

Sonra Uhud Savaşı’nda müslüman safLarı dağılınca, -arkadaşLarını kastederek- “Rabbim, bunLarın yaptıkLarından doLayı özür beyan ederim” dedi. Müşrikleri kastederek de “BunLarın yaptıkLarından da uzak olduğumu sana arzederim” deyip ilerledi. Sa’d İbni Muâz ile karşıLaştı ve:

Ey Sa’d! istediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (oLayı anLatırken) “Ben onun yaptığını yapamadım, ya ResûLalLah” dedi.

Enes radıyalLahu anh devamLa şöyle dedi:

Amcamı şehid edilmiş oLarak bulduk. Vücudunda seksenden fazLa kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Müşrikler müsle yapmış, uzuvLarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıyamadı. Sadece kızkardeşi parmak uçLarından tanıdı.

Enes dedi ki, biz şu âyetin amcam ve amcam gibiler hakkında inmiş olduğunu düşünmekteyiz:

“Mü’minler içinde öyle yiğit erkekler vardır ki, AlLah’a verdikleri sözlerinde durduLar. OnLardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehid düştü), kimi de sırasını bekliyor. BunLar aslâ sözlerini değiştirmemişlerdir” [Ahzâb sûresi (33), 23]

Buhârî, Cihâd 12; Müslim, İmâre 148
14328

Ebû Mes’ûd Ukbe İbni Amr el-Ensârî el-Bedrî radıyalLahu anh şöyle dedi:

Sadaka âyeti inince, biz sırtımızLa yük taşıyarak, (hammallık yaparak) sadaka vermeye başLadık. Derken bir adam geldi çokca sadaka verdi. MünâfıkLar, “Gösteriş yapıyor” dediler. Bir başkası geldi, bir ölçek hurma getirdi. Yine münâfıkLar, “AlLah’ın, bunun bir ölçek hurmasına ihtiyacı yoktur” dediler. Bunun üzerine, “SadakaLar hususunda gönülden veren mü’minleri çekiştiren ve güçlerinin yettiğinden başkasını buLamayanLarLa aLay edenler yok mu, AlLah onLarı maskaraya çevirmiştir. OnLar için acı bir azab vardır”

[Tevbe sûresi (9), 79] âyeti indi. Buhârî, Zekât 10; Müslim, Zekât 72
14329

Saîd İbni AbdüLazîz’in Rebîa İbni Yezîd’den; Rebîa’nın Ebû İdrîs elHavlânî’den, onun Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyalLahu anh’den; Ebû Zer’in Nebî salLalLahu aleyhi ve sellem’den; onun da AlLah Tebâreke ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre AlLah Teâlâ şöyle buyurdu:

“KulLarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmetmeyiniz.

KulLarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında hepiniz sapıtmışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya ileteyim.

KulLarım! Benim doyurdukLarım hariç, hepiniz açsınız. Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.

KulLarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıpLaksınız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.

KulLarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün günahLarı afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin ki sizi bağışLayayım.

KulLarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki, fayda veresiniz.

KulLarım! Evveliniz ahiriniz, insanınız cinleriniz, en müttaki bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsaLar, bu benim mülkümde herhangi bir şey arttırmaz.

KulLarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en günahkâr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsaLar, bu benim mülkümden en küçük bir şey eksiltmez.

KulLarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz bir yerde topLanıp benden istekte bulunacak olsaLar, ben de her birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılıp çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır. (Yani hiç bir şey eksiltmez.)

KulLarım! İşte sizin amelleriniz. OnLarı sizin için sakLar, sonra onLarı size iâde ederim. Artık kim bir hayır bulursa AlLah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulursa öz nefsinden başka kimseyi ayıpLamasın.”

Saîd İbni AbdüLaziz dedi ki, Ebû İdris el-Havlânî bu hadisi rivâyet ettiği zaman dizleri üzerine çöküverdi.

Müslim, Birr 55