No | Hadis Metni | Kaynak |
11579 | Cennete girmeden evvel ihvanıma havzda kevser şarabı sunduğumu bir görseydim. Dediler ki: "Ya ResulAllah biz senin ihvanın değil miyiz?" Buyurdu ki: "Hayır, siz Benim ashabımsınız. Benim ihvanım, Beni görmeden iman edenlerdir. Ben Rabbimin gözümü, sizinle ve Beni görmediği halde Bana inananlarla ruşen etmesini diledim. | Ramuz el e-hadis, 361. sayfa, 5. hadis |
11684 | Benim sevgim bir kulun kalbine girerse, Aziz ve Celil olan Allah, onun cesedini ateşe haram kılar. | Ramuz el e-hadis, 370. sayfa, 2. hadis |
11726 | Nedir bu bazı kavmin hali ki, Benim yaptığım şeyden kaçınıyorlar. VAllahi Ben onlardan ziyade Allah'dan korkan ve onu tanıyanım, ne diye çekiniyorlar. (Kadınlarla evlenmek ve münasebet meselesi.) | Ramuz el e-hadis, 373. sayfa, 2. hadis |
11793 | Nedir bu Benimle Beni Abbas arasındaki? Ümmetimi tefrikaya düşürdüler. Onların kanlarını boyadılar. Onlara siyah elbiseler giydirdiler. Allah da kendilerine ateş elbisesi giydirsin. | Ramuz el e-hadis, 378. sayfa, 4. hadis |
11794 | Benimle dünya arasında ne var? Allah'a yemin ederim ki, Benimle dünyanın misalı, sıcak bir günde bir yolcunun, günün bir saatinde bir ağaç gölgesinde konaklayıp sonra da yoluna devam etmesi gibidir. (Peygamberimiz s.a.s. bir hasır üzerine yaslanmışlardı da hasır vücudunda iz yapmıştı. Hz. Ömer r.a. "iyice bir döşek alsaydınız ya" dedi. Bu hadis varid oldu.) | Ramuz el e-hadis, 378. sayfa, 5. hadis |
11838 | Hiç bir genç yoktur ki, dünyanın lezzetini ve lehvini terk etsin ve gençliğinde Allah'ın ibadetiyle meşgul olsun da, Allah ona yetmiş iki sıddık sevabı vermesin. Allah Teala ona şöyle buyurur: "Ey şehvetini terk eden, gençliğini Benim için harcayan genç, sen Benim indimde meleklerimin bazısı gibisin." | Ramuz el e-hadis, 383. sayfa, 2. hadis |
11867 | Benim kabrimde, Bana selam veren bir müslüman yoktur ki, onun selamını tebliğe ve onun dünya ve ahiret işine kafi gelmeye Allah bir melek tahsis etmesin. Ben de ona kıyamette şahid ve şefaatçi olurum. | Ramuz el e-hadis, 385. sayfa, 6. hadis |
11917 | Maîşeti müşkilleşmiş bir kimsenin evinden çıktığında şunu demesine ne mani var?: "Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî Allahümme raddinî, bi kadâike ve bâriklî fîmâ kuddiralî hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahharte ve te'hîra mâ acelte." (Allah adı ile başlar, nefsimi, malımı ve dinimi korumasını ondan dilerim. Allahım ilahi kazana beni razı kıl ve Benim için takdir olunanı bana mübarek eyle, Ta ki senin te'hir ettiğin şeyin acilen olmasını ve acilen verdiğin şeyin de sonraya kalmasını istemiş olmayayım. | Ramuz el e-hadis, 389. sayfa, 10. hadis |
11919 | Ne vakit kavuşacağım ihvanıma? Denildi ki: "Ya ResulAllah biz senin ihvanın değil miyiz?" Buyurdu ki: "Siz Benim ashabımsınız. Benim ihvanım şu kimselerdir ki, Beni görmeden iman edecekler. İşte Ben onları iştiyakla bekliyorum. | Ramuz el e-hadis, 390. sayfa, 2. hadis |
11943 | Bu ümmetin misali şu dört kimsenin misaline benzer: Allah'ın kendisine mal ve ilim verdiği adam gibi ki, ilmi ile amel eder, malının hakkını öder. Allah'ın kendisine ilim verip mal vermediği adam gibi ki o şöyle der: "Şunun malının benzeri Benim olsaydı onunla amel ederdim." Bu adamın durumu amel edenin misalidir ki, her ikiside ecirde müsavidir. Allah'ın kendisine mal verip ilmi vermediği adam ki, o malını berbat eder ve hakkını gayriye harcar. Bir adam da vardır ki, Allah ona ilim de mal da vermemiştir. O şöyle söyler: "Benim de olsaydı bende şöyle harcandım" Bunun durumuda malını berbat eden kimseye benzer ki, bunlarda günahta müsavidir. | Ramuz el e-hadis, 391. sayfa, 13. hadis |