No | Hadis Metni | Kaynak |
10807 | Ya Ali, senin hakkında Allah'dan beş şey istedim. Birini kabul etmedi, dördünü verdi: Ümmetimin senin başında toplanmasını Allah'dan istedim, kabul etmedi. Senin hakkında Bana verdikleri ise şunlardır: Kıyamet gününde ilk olarak Ben ve yanımda sen kalkacağız. Önümde "Hamd" sancağını sen taşıyacaksın. Evvelkileri ve sonrakileri geçeceksin. Benden sonra mü'minlerin veliside sen olacaksın. | Ramuz el e-hadis, 293. sayfa, 9. hadis |
11188 | Allah (z.c.hz.) buyurdu ki: "Bir kulum ki, vücuduna sıhhat ve afiyet verdim ve Onun üzerine rızkını genişlettim de beş senede bir Beni ziyarete gelmedi, muhakkak o mahrumdur. (Kabe ziyareti için) | Ramuz el e-hadis, 327. sayfa, 3. hadis |
11252 | Cebrail (a.s.) yanımdan kalktı da Bana anlattı ki, Hüseyin (r.a.) Fırat kenarında katlOnulacak ve sonra şöyle dedi: "İster misin Onun toprağından sana koklatayım" Dedim, evet. Bunun üzerine elini uzattı, o topraktan bir avuç aldı ve Onu Bana verdi. Ben de kendimi tutamadım, gözlerimden yaşlar boşandı. | Ramuz el e-hadis, 333. sayfa, 1. hadis |
11315 | Beni İsrail'den "Kıfl" isimli biri vardı. Günahtan pek sakınmaz ve Onu işlerdi. Ona bir kadın geldi (paraya ihtiyacı vardı.) Onunla münasebette bulunmak şartı ile kadına altmış altın verdi. Kadınla bir mevkiye geldiler. O zaman kadının kemikleri titredi ve ağladı. Adam dedi ki: "Neden ağlıyorsun? Seni zorladım mı?" Kadın dedi ki: "Hayır, fakat ben bu işi şimdiye kadar asla yapmamıştım. Buna beni ihtiyacım sürükledi." Adam dedi ki: "Madem ki sen yapmadığını yapmak durumundasın öyleyse git, para da senindir. "Adam ayrıca yemin ederek: "Vallahi bundan sonra ben de bu işi bir daha yapmam" dedi ve o gece de öldü. Sabahleyin kapısına şöyle yazılmış olduğu görüldü: "Allah muhakkak Kıfl'e mağfiret etti." (Asi, fakat iffeti takdir eden ve merhametli bir kimse imiş ve tevbesi nasib ve kabul olmuş.) | Ramuz el e-hadis, 338. sayfa, 1. hadis |
11316 | Beylik vaktiyle Himyer'de idi. Allah Onu onlardan aldı. Kureyş'e verdi. Yine onlara (Kureyş'e dönecek) | Ramuz el e-hadis, 338. sayfa, 2. hadis |
11721 | Allah (z.c.hz.) bir kula bir nimet verdi ve Onu tamamladı ise, insanların hacetini o kula düşürür de o da bundan sıkılırsa, muhakkak bu nimet zevale maruz kılınır. (Böyle bir kimse ehli hacetin müraacatından memnun olmalıdır.) | Ramuz el e-hadis, 372. sayfa, 10. hadis |
11821 | Hiç bir akraba yoktur ki, akrabası gelib de kendisinden Allah'ın verdiğinden bir hacet istesin ve o da esirgesin, kıyamette ona, ismine şucâ' denen Cehennem yılanı musallat edilmesin. O yılan Onu sokar ve üstüne de çöreklenir. | Ramuz el e-hadis, 381. sayfa, 9. hadis |
11885 | Bir mü'minin kalbine sürur vermiş bir mü'min yoktur ki, o sürurdan Allah, Allah'a ibadet eden, Onu temcid eden, Onu tevhid eden bir melek yaratmasın. Bu mü'min kabrine girince o, mü'mine verdiği sürur gelir ve "beni tanıdın mı?" der o da: "Sen kimsin?" der. O da şöyle cevap verir: "Ben filana verdiğin sürurum. Ben bugün senin yanlızlığında enîsin olacağım, suallerine yardım edeceğim ve sana o sabit sözü unutturmayacağım, mahşerde seninle beraber olacağım. Rabbına senin için şefaatta bulunacağım ve Cennette de yerini sana göstereceğim." | Ramuz el e-hadis, 387. sayfa, 2. hadis |
11943 | Bu ümmetin misali şu dört kimsenin misaline benzer: Allah'ın kendisine mal ve ilim verdiği adam gibi ki, ilmi ile amel eder, malının hakkını öder. Allah'ın kendisine ilim verip mal vermediği adam gibi ki o şöyle der: "Şunun malının benzeri benim olsaydı Onunla amel ederdim." Bu adamın durumu amel edenin misalidir ki, her ikiside ecirde müsavidir. Allah'ın kendisine mal verip ilmi vermediği adam ki, o malını berbat eder ve hakkını gayriye harcar. Bir adam da vardır ki, Allah ona ilim de mal da vermemiştir. O şöyle söyler: "Benim de olsaydı bende şöyle harcandım" Bunun durumuda malını berbat eden kimseye benzer ki, bunlarda günahta müsavidir. | Ramuz el e-hadis, 391. sayfa, 13. hadis |
12090 | Allah (z.c.hz.) bir kimseyi bir kavmin başına idareci olarak verdirir ve o da o kavmin haini olarak ölürse, Allah Onu Cehenneme sürer. | Ramuz el e-hadis, 402. sayfa, 8. hadis |