No | Hadis Metni | Kaynak |
8390 | Müminlerin imanca en kâmili, ahlâkça yüksek olanıdır. Vasıfları: Yanları basık ( yani herkes sokulabiliyor) geleni gideni çok olması ve başkalarıyla ülfet etmeleri, hem de kendileri ile ülfet olunmasıdır. kim etrafı ile ülfet edemiyorsa, onda hayır yoktur. | Ramuz el e-hadis, 81. sayfa, 9. hadis |
8414 | Ümmetim üç sülüstür. Üçte biri Cennete hesapsız girer. Üçte biri hafif hesaplı girer. Üçte biri temizlenir (cehennemde). Bunun üzerine melekler tarafından Resulallah (s.a.s.)'a duyurulur ki, bunları "Lâ ilâhe illallahu vahdehû" derken duyduk. Allah buyurur ki: "Doğru söylediler. Gerçek mabud ancak Benim. Onları "Lâ ilâhe illallahu vahdehû'' sözü sebebiyle Cennete koyun. Ve günahlarını kâfirler üzerine yükleyin." Bu hal Allahu Tealâ'nın: "kendi günahlarını yüklenecekler ve onunla beraber diğerlerinin günahlarını da yüklenecektir" mealindeki ayetin tefsiridir. | Ramuz el e-hadis, 83. sayfa, 5. hadis |
8431 | kendileriyle oturduğunuz ve ilim aldığınız kimselere bakınız. Zira ahir zamanda şeytanlar insan şeklinde temessül edecekler. Onların yanlış hadis uyduracakları endişesiyle memleketini, ismini, babasının ismini, aşiretini tahkik edin. Ayrıldığında onu kaybedersiniz. | Ramuz el e-hadis, 84. sayfa, 11. hadis |
8439 | Allah (z.c.hz.) bir kulu helâk etmek murad ettiğinde, önce ondan "haya" alınır. O zaman o kimse buğza lâyık olarak Allah'ın huzuruna mülâki olduğunda kendisinden "emanet" alınır. Ve hain tanınır. Böyle olunca "Rahmetten tard" olunur. O zaman lânete lâyık hale gelmiş olur. Ve o zamanda "İslâm hırkası" üzerinden alınır. | Ramuz el e-hadis, 85. sayfa, 4. hadis |
8491 | Allah (z.c.hz.) havarisi olmayan hiç bir Peygamber göndermedi. Bu yardımcılar, Peygamberlerinin arkasında Allah'ın dilediği kadar dururlar. Orada Allah'ın kitabı ve Nebisinin sünneti ile amel edilir. Ondan sonra Umera gelir. Bunlar kürsülerde otururlar. Bildiğiniz şeyleri söylerler. Reddettiğiniz şeyleri yaparlar. Onları gördüğünüz zaman, kendileri ile mücadele etmek her mü'mine borçtur. Fiilen, sözle veya kalbi ile mücadele etmek. Bunun gerisinde müslümanlık yoktur. | Ramuz el e-hadis, 89. sayfa, 8. hadis |
8525 | Allah (z.c.hz.) ilmi kullarından soyub almaz, ancak âlimleri alır. Bu şekilde âlimsiz kalanlar, cahil kimseleri önder edinirler, onlar da ilimsiz fetvalar verirler. Ve hem kendilerini, hem de başkalarını saptırırlar. | Ramuz el e-hadis, 91. sayfa, 11. hadis |
8548 | Allah (z.c.hz.) sizin için şu üç şeyi hoş görür, üç şeyden de hoşlanmaz. Hoşlandıkları: kendisine kul olup, O'na kimseyi şerik koşmamak; Allah'ın ipine (Kur'ana) hep birlikte yapışıp asla tefrikaya düşmemek; Başınızdaki emirinize hayırhahlıkta bulunmak. Hoşlanmadıkları ise: Çok konuşmak, çok sual sormak ve mal telef etmek. | Ramuz el e-hadis, 93. sayfa, 7. hadis |
8555 | Allah (z.c.hz.) kendisinden dilekte bulunmayan kimseye gadab eder. Bunu da Allah'tan başkası yapmaz. | Ramuz el e-hadis, 93. sayfa, 14. hadis |
8565 | Allah (z.c.hz.) kıyamette şöyle buyurur: "Nerede Benim Celalimden ötürü muhabbet edenler? Onları kendi gölgemde (Arşın gölgesinde) gölgelendireceğim. Öyle bir günde ki, o günde Benim gölgemden başka gölge yoktur." | Ramuz el e-hadis, 94. sayfa, 10. hadis |
8623 | Cennette insanın bir temaşası yetmiş yıl sürer. Bir kadın gelir, omuzunu dürter. Adam bakar, onda kendini görür. Kadının boynundaki incilerin bir tanesi garbla şark arasını aydınlatır. Kadın ona "selâm" verir. Erkek de selâmını alır ve ona sorar; "Sen kimsin?" "Ben Meziddenim" der. Üzerinde yetmiş kat elbisesi olur. En aşağısı Tuba ağacından yapılmış, gelincik çiçeği gibi. Böyle olduğu halde, bakınca ayağının iliği görülür. Başında bulunan taçların en küçük incisi de yine şarkla garb arasını aydınlatır. | Ramuz el e-hadis, 99. sayfa, 8. hadis |