No | Hadis Metni | Kaynak |
11519 | Sizlerden biri bir yere konduğunda "Eûzü bi kelimâtillahit tâmmati min şerri mâ halaka." derse o yerden ayrılıncaya kadar hiç bir şey ona zarar vermez. | Ramuz el e-hadis, 355. sayfa, 11. hadis |
12487 | Bir kimse ilim talebi için bir yere giderse, dönünceye kadar Allah yolunda bulunmuş olur ve melaike de ilim talibine kanatlarını döşer. | Ramuz el e-hadis, 431. sayfa, 7. hadis |
12654 | Bir kimse bir din kardeşinin hacetine onu tamamlayasıya kadar yürürse Allah (z.c.hz.) ona beşbin melekle yardım eder ve o melekler ona sabahsa akşama kadar, akşamsa sabaha kadar dua ve istiğfar ederler. Her ayak kaldırışında sevap yazılır, her yere bastığında ise bir günahı silinir. | Ramuz el e-hadis, 444. sayfa, 12. hadis |
12867 | Bir adamın satın alacağı cariyeyi çevirip bakmasında mahzur yoktur. Yanlız avret mahalli hariç. Onun avdeti de dizleri ile izarının düğümlendiği yere kadardır. | Ramuz el e-hadis, 463. sayfa, 11. hadis |
12987 | Beyaz horoza sövmeyin. Zira o Benim, Ben de onun dostuyum. Onun düşmanı Benim düşmanımdır. Beni Hak olarak baas Edene yemin ederim ki, Adem oğlulları onun yanında olanı bilse, onun tüyünü ve etini altın, gümüşle alırlardı. O, sesinin gittiği yere kadar cinni kovar. | Ramuz el e-hadis, 473. sayfa, 3. hadis |
13018 | Sakın bilmediğin şeyle hüküm verme. Bir şeyde tereddüd edersen, anlayıncaya kadar dur veya Bana sor. (Hz. Muazı bir yere gönderirken buyurulmuştur.) | Ramuz el e-hadis, 475. sayfa, 10. hadis |
13317 | Ya Aişe (r.a) kul bir secde ederse, Allah (z.c.hz) o secde yerini yedi kat yere kadar tahir eder. | Ramuz el e-hadis, 500. sayfa, 3. hadis |
13380 | Cebrail (a.s.)'a emrolunur, her sabah nur deryasına iyice girer. Sonra çıkar ve iyi silkinir. Ondan yetmiş bin damla düşer ve Allah her damladan bir melek yaratır. Bunlar Beyti Mamuru ziyaret ederler, orada namaz kılarlar, sonra dilediği yere kadar giderler de tesbihlerine kıyamete kadar devam ederler. | Ramuz el e-hadis, 506. sayfa, 4. hadis |
13449 | Müezzin sesinin ulaştığı her yaş ve kurunun onu işitip icabet ettiği yere kadar af olunur. Ona onunla beraber namaz kılanın sevabının misli de vardır. | Ramuz el e-hadis, 512. sayfa, 10. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |