No | Hadis Metni | Kaynak |
10409 | Sana nefsin fetva verir. Elini göğsüne koy. O, helAli görürse sükunete erişir. Haramda ise muzdarip olur. Sana şüphe veren şeyden kaç, Müftü fetva verse de. Muhakkak ki mü'min küçüğü, büyüğe düşmek korkusundan dolayı bırakır. | Ramuz el e-hadis, 256. sayfa, 3. hadis |
10410 | Ümmetim yetmiş fırkaya ayrılır. En fenası umuru diniyye hususunda kendi fikirleriyle hüküm verir de, haramı helal, helAli haram sayarlar. | Ramuz el e-hadis, 256. sayfa, 4. hadis |
10425 | Kıyamet gününde Azameti Kibriyadan arz serili kalır ve bu arzda hiç kimseye ayağını bastığı yerden fazla bir yer düşmez. İlk çağrılacak Ben olurum. Ve Cebrail (a.s)'ı, Allah (z.c.hz)'lerinin sağında ayakta bulurum. Hayır Vallahi, nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki Cebrail (a.s) bu hadiseden önce Allah'ı görmedi. Ben derim ki: "Yarabbi Bu Bana geldi de senin tarafından Bana gönderildiğini söyledi." Cebrail ise o sırada sükut eder. Aziz ve Celil olan Allah buyurur ki: "Doğru söyledi. Ben onu Sana hacetin için gönderdim." Ben derim ki: "Yarabbi, Ben bir takım kullar bıraktım ki, çeşitli beldelerde Sana ibadet ettiler. Ve Seni vadilerde zikrettiler. Şimdi Senin nezdinden getireceğim cevaba intizar ediyorlar." Allah buyurur ki: "Ben onlar hususunda seni mahcub etmiyeceğim." İşte bu teminat, Allah Tealanın: "Umulur ki rabbın Seni Makam-ı Mahmud'a eriştirir." MeAlindeki kavlinde buyurduğu "Makam-ı Mahmud'un" ifadesidir. | Ramuz el e-hadis, 257. sayfa, 6. hadis |
10430 | Aranızda "Nübüvvet", Allah'ın istediği kadar sürer. Sonra onu, (Peygamberliği) kaldırmayı istediği zaman da kaldırır. Sonra, Allah'ın sürmesini murad ettiği kadar (otuz sene) "Nübüvvet yolunda hAlifelik" gelir. Sonra kaldırmayı istediği zaman onu kaldırır. Ve Allah'ın murad ettiği kadar devam eden "Şiddetli bir meliklik" idaresi gelir. Sonra, onu da kaldırmayı istediği zaman kaldırır. Sonra, "zorba bir idare" gelir. Sonra da "Nübüvvet yolu üzere bir hilafet" gelir. (Mehdi (a.s)ın zuhuru) | Ramuz el e-hadis, 257. sayfa, 11. hadis |
10435 | DeccAlin önü sıra hud'alı seneler olur ki; yağmur çok yağar, fakat nebat az our. Sadıkler tekzib olunur, yalancılar ise tasdik olunur. Haine itimad edilir, emin ise hain addedilir. Ve "rüveybiza" söz sahibi olur. Denildi ki: "Ya resulallah, rüveybiza nedir?" Buyurdu ki, Kendisine itimad olunmayan ve kıymet verilmeyen kimselerdir. | Ramuz el e-hadis, 258. sayfa, 5. hadis |
10436 | İnsanlar arasında ihtilaf ve tefrika olacak. Şu ve arkadaşları Hak üzerinde olacaklar. (Hz. Aliyi kastedierek) | Ramuz el e-hadis, 258. sayfa, 6. hadis |
10453 | Şu üç şey imanın esasındandır: "La ilahe illallah" diyenden el çekmek. Biz bunu diyene bir günahı sebebiyle, küfür isnad edemeyiz ve bir amelinden dolayı da islamiyetten çıkaramayız. "Cihad" Bu, Allah (z.c.hz) lerinin Beni baas etmesinden itibaren, deccal ile olan harbine kadar devam edecektir. Cihada Alimin adaleti de, zAlimin zulmu de mani olamaz. (Yani başımızdakier zAlim. Ben onun bayrağı altında harp edemem yok) "Kaderin hepsine" (Hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna)" iman etmek. | Ramuz el e-hadis, 259. sayfa, 11. hadis |
10486 | Şu üç şey bir kimsede olursa hAlis münafıktır: Konuştuğunda yalan söyler, itimad edildiğinde, emanete hiyanet eder, vaad edince vaadinde durmaz. Bir adam dedi ki: "İkisi gider de biri kalırsa?" Buyurdu ki; Onlardan bir şey kalırsa, ona da nifaktan bir şube vardır. | Ramuz el e-hadis, 263. sayfa, 1. hadis |
10490 | Üç şey kime verildi ise, Âli Davud'a verilen hikmet ona da verilmiş demektir: Öfke de ve cezada adalet, fakirlik ve zenginlikte itidal, gizli ve aşikarede Allah'tan korkmak. | Ramuz el e-hadis, 263. sayfa, 5. hadis |
10491 | Üç şey (kimse) büyük belalardandır: İyiliği anlamıyan, kötülüğü affetmiyen amir, hayır gördüğünde örtbas eden, kusur gördüğünde yayan zAlim, yanında bulunduğun müddetçe sana eziyet eden, yokluğunda sana hiyanet eden kadın (ailen) | Ramuz el e-hadis, 263. sayfa, 6. hadis |