No | Hadis Metni | Kaynak |
9832 | Sultan, yeryüzünde Allah'ın gölgesi ve kuvvetidir. Kim ki, sultana hayırhahlık ve dua ederse, hidayet bulur. Kim de beddua eder ve hayırhahlıkta bulunmazsa, dalalete düşer. | Ramuz el e-hadis, 213. sayfa, 13. hadis |
9835 | Sultan, yeryüzünde Allah'ın gölgesidir ki, Allah'ın kullarından her mazlum ona iltica eder. Adalet yaparsa ona ecir, diğerine şükür, zulmederse ona vebal ve tebaaya da sabır düşer. Valiler zulm ederlerse kıtlık olur. Zekat verilmezse davarlar ölür, zina meydan alırsa, meskenet ve fakirlik zahir olur. Ve ehli zimmete zulm edilirse kuffar baş kaldırır. (Galebe çalar) | Ramuz el e-hadis, 213. sayfa, 16. hadis |
9837 | Dinlemek ve itaat etmek her müslümana borçtur. Hoşlansa da, hoşlanmasa da, Ancak, günahla emrolunmadıkça, Eğer masiyetle emrolunursa ne dinler, ne de itaat eder. | Ramuz el e-hadis, 214. sayfa, 2. hadis |
9838 | Sinameki ile kimyon, bunlar her derde devadır. | Ramuz el e-hadis, 214. sayfa, 3. hadis |
9839 | Sünnet ikidir: Gönderilmiş bir Peygamberin sünneti, İmam-ı Adilin sünneti. | Ramuz el e-hadis, 214. sayfa, 4. hadis |
9847 | Çarşı, gaflet ve sehiv yurdudur. Kim Allah'ı orada bir kere tesbih ederse, Allah ona bir milyon sevab yazar. Kim ki "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ Billah" derse, akşama kadar Allah'ın emanında bulunur. | Ramuz el e-hadis, 214. sayfa, 12. hadis |
9867 | Abdest suyunun artanından içmek yetmiş türlü derde devadır. Bunun en aşağısı da "Hem" dir. | Ramuz el e-hadis, 215. sayfa, 18. hadis |
9868 | Şifa üç şeydedir: Bal şerbeti, hacamatla alınan kan, ateşle dağlama. Ben ümmetimi ateşle dağlamadan men ederim. | Ramuz el e-hadis, 216. sayfa, 1. hadis |
9869 | Her müşterek şeyde Şüf'a (hissedarın satın alma hakkı) vardır. Tarlada, arazide, evde, bahçede, alacağını veya alamıyacağını bildirinceye kadar hissedara sormadan satmak salih (geçerli) olmaz. Eğer ona sormaktan istinkaf ederek (satarsa) hissedar razı olmadığı takdirde, o malı, o hissedar, satın almıya daha layıktır. | Ramuz el e-hadis, 216. sayfa, 2. hadis |
9876 | Şehidler Allah'ın divanında, yakuttan minberler üzerinde, misk tepelerinde ve Arş-ı Alanın gölgesi altındadırlar. Onun gölgesinden başka gölge olmıyan bir günde Allah Teala buyurur ki: "Nasıl, sözümde sabit olmadım mı?" derler ki "Evet Yarabbi durdun." | Ramuz el e-hadis, 216. sayfa, 9. hadis |