No | Hadis Metni | Kaynak |
8521 | Allah (z.c.hz.) fahişi de (haddini bilmiyen erkek) mutefahhişi de (haddini bilmeyen kadını) sevmez. Fuhuş ve tefahuş açık olmadan, komşular fenalaşmadan, hainler emin, eminler hain sayılmadan, akrabalık arasında soğukluk olmadan, kıyamet kopmaz. | Ramuz el e-hadis, 91. sayfa, 7. hadis |
8539 | Allah (z.c.hz.) doyduğundan fazla yiyeni, taattan gafil olanı, sünneti terk edeni, Peygamberinin âline buğz edeni, komşusuna eza edeni ve zımmilere zulmedeni sevmez. | Ramuz el e-hadis, 92. sayfa, 12. hadis |
8542 | Allah (z.c.hz.) üç kimseyi sever, üçüne de buğz eder. Sevdikleri kimseler: Fisebillâh gaza eden, sabırla ve ihtisapla (ecrini ümid ederek) ölünceye kadar harp eden; Eza eden komşusuna, Allah onu, elinden kurtarıncaya kadar sabreden; Bir cemaatle sefere çıkan, geceleyin uyku bastırıp inip uykuya yattıklarında kalkıp temizlenen ve Allah'dan ümid ve korku ile namaz kılan. Buğz ettiği kimseler ise: Başa kakıcı, hasis; Böbürlenen kibirli kimse; Çok yemin eden tacir. | Ramuz el e-hadis, 93. sayfa, 1. hadis |
8616 | Adamın lâyıkıyla müslüman olması için, dili kalbiyle, kalbi diliyle bir olmalı, ameliyle sözü aynı olmalı, komşusu da onun şer ve gailesinden emin olmalıdır. | Ramuz el e-hadis, 99. sayfa, 1. hadis |
8857 | Ehli Cehennemin o kısmı ki, Allah onları oradan çıkarmaz. Bunların yaşayışı ne ölüm, ne de hayattır. Allah'ın çıkarmak istedikleri ise, kömür haline gelinceye kadar öldürülür. Sonra çıkarılır. Cennet ırmağında tekrar canlandırılır ve sel yataklarında biten tohumlar gibi biterler. Cennettekiler onlara "cehennemlikler" diye hitab ederler. Bunlar da yalvarırlar. Allah da bu ismi onlardan kaldırır. | Ramuz el e-hadis, 119. sayfa, 1. hadis |
9151 | Allah ve Resulunun sizi sevmesini istiyorsanız, size bir emanet bırakılırsa onu yerine verin. Konuştuğunuzda doğru konuşun, komşunuza eza verecek şeyleri kaldırın ve onlara iyi muamele edin. | Ramuz el e-hadis, 150. sayfa, 9. hadis |
9196 | Cebrail (a.s.) Bana kırk eve kadar komşuluk tavsiye etti. On bu taraftan, on bu taraftan, on şu taraftan, on da şu taraftan. | Ramuz el e-hadis, 157. sayfa, 3. hadis |
9422 | Ey insanlar! Sanki bu dünyada ölüm bizim için değil de bizden başkasına yazılmış. Hak da sanki başkasına vacib gibi imiş. Bize göre -az miktardaki- ölüleri götürüyoruz. komşuya götürüyormuş gibi. (Evleri kabirleri imiş gibi) Miraslarını yiyoruz. Sanki biz ölmiyecekmişiz gibi. Ne mutlu o kimseye ki, kendi ayıbı onu meşgul eder de, başkasının ayıbını görmez. Ne mutlu o kimseye ki, kendi nazarında kendini hor görür de başkasına noksanlık atfetmez. Meskenete düşmeden Allah için tevazu eder ve helalinden kazandığı malı infak eder. Düşkün ve miskin kimseleri hoş tutar. Fıkıh ve Hikmet ehli ile düşüp kalkar. Ne mutlu o kimseye ki, kendini hor görür. Kazancı helal gidişi salih olur ve kimseye bir zararı dokunmasın diye dikkat eder ve insanlardan uzlet eder. Ne mutlu o kimseye ki, ilmi ile amel eder. Malının fazlasını infak eder, sözünün fazlasını ise tutar. | Ramuz el e-hadis, 183. sayfa, 5. hadis |
9608 | komşu, komşusunun şuf'asına daha layıktır. Yolları birse ve orada da yoksa gelmesi beklenir. | Ramuz el e-hadis, 199. sayfa, 9. hadis |
9609 | Evden evvel komşu, yoldan evvel refik ve göçten evvel azık. | Ramuz el e-hadis, 199. sayfa, 10. hadis |