No | Hadis Metni | Kaynak |
9266 | Bu işin esası hakkında sana yol göstereyim mi ki, o sayede dünya ve ahiret hayırlarına erişirsin. Zikir ehliyle düşüp kalkmanı sana tavsiye ederim. Ve yalnız ve boş kaldığın zamanda da gücün yettiğince lisanını Allah'ı zikirle meşgul et. Allah için sev ve Allah için buğz et. Ey Ebu Rezin! Biliyormusun ki insan bir mümin kardeşini ziyaret kasdiyle evinden çıktığı zaman onu yetmiş melek teşyi eder ve hepsi de onun için şöyle dua ederler: "Ey Rabbimiz bu kişi senin için ziyarette bulunuyor. Sen de rahmetini ona eriştir." İşte sende gücün yeterse bu işi yap. | Ramuz el e-hadis, 166. sayfa, 4. hadis |
9269 | Bu ümmetin en hayırlılarını size bildireyim mi? Onlar öyle kimselerdir ki, insanlar onlar gördüğünde Allah'ı hatırlarlar ve kendilerinin yanında Allah zikderilirse, onun zikrine yardımcı olurlar. | Ramuz el e-hadis, 166. sayfa, 7. hadis |
9279 | İnsanların en şerlisini sana haber vereyim mi? O, yalnız başına yiyen, ikram etmiyen, yalnız başına yolculuk yapan, kölesini döven kimsedir. Bundan daha şerli olanı sana bildireyim mi? O, insanlara buğz eden ve insanların da kendisine buğz ettiği kimsedir. Bundan da şerlisini sana bildireyim mi? O, şerrinden korkulan ve hayrı ümid edilmiyen kimsedir. Bundan da daha şerlisini sana bildireyim mi? O, dünya karşılığında ahiretini başkasına satan kimsedir. Bundan da daha şerlisini sana haber vereyim mi? O, din ile dünyayı yiyen kimsedir. | Ramuz el e-hadis, 168. sayfa, 2. hadis |
9283 | Muhakkak ki dünya tatlı ve yeşildir. Amma dünyaya dalmış nice insan vardır ki, kıyamet gününde onun için ateşten başkası yoktur. | Ramuz el e-hadis, 168. sayfa, 6. hadis |
9287 | Agah olunuz ki; insana dünyada yakın ve afiyetten daha hayırlı birşey verilmemiştir. Öyle ise Allah'dan o ikisini isteyin. | Ramuz el e-hadis, 169. sayfa, 2. hadis |
9293 | Agah olunuz ki, Allah'ın ve meleklerin ve insanların hepsinin laneti şu kimselerin üzerine olsun ki, Beni hakkımdan bir şeyi nakzeder, Benim yakınlarımdan yüz çevirir, Benim velayetimi hafife alır, hayvanını kıbleden gayriye doğru keser, çocuğunu kabullenmez, efendisinden uzaklaşır, arazinin sınırını değiştirir. İslamda cinayet ihdas eder ve ihdas edeni barındırır, hayvana takarrüb eder, eli ile istimdana bulunur, alemlerden erkeklere yaklaşır, meşru evlilikten sakınır-ki Zekeriya (a.s) oğlu Yahya (a.s)'dan sonra "Hasur" yoktur. Bir erkek ki kendini kadına benzetir, bir kadın ki kendini erkeğe benzetir, bir kadına, sonra da onun kızın yakın olur, iki kız kardeşi bir arada nikahı altına alır- geçmişte olanlar müstesna- akar suyun yolunu tıkar, menzillerin gölgeliklerini kirletir, yollarımızda bize eza verir, kibrinden dolayı eteğini yerde sürükler, büyüklük taslıyarak yürür, çirkin sözler söyler, içki içer ve ayakkabılarını ters giyer. | Ramuz el e-hadis, 169. sayfa, 8. hadis |
9317 | İnsanları acizlik içinde bırakmaktan sakının, Sizden birisi Emir veya Amil olur da kendisine dul kadın, yetim veya fakir bir kimse işi için gelir. Ona "Sen otur, işine bakılacaktır" denir. Böylece onlar acizlik içinde terkedilirler. İhtiyaçları görülmez ve onlar için bir emir de verilmez. Onlar da dağılıp giderler. Halbuki, zengin eşraftan biri gelince, Emir onu yanına oturtur. Sonra da "İşiniz nedir" der. Adam da "İşim şöyle şöyledir" der. Bunun üzerine Emir "Bunun ihtiyacını yerine getirin ve acelede edin" der. | Ramuz el e-hadis, 173. sayfa, 6. hadis |
9340 | İnsanlarla mücadeleden sakınınız. Muhakkak ki, yüzün parlaklaklığını giderir ve ayıbını da meydana çıkarır. | Ramuz el e-hadis, 175. sayfa, 7. hadis |
9348 | "Kusema"dan çekininiz. ki kusema bir adamın insanlar içinde ganimetler üzerine memur olup da şunun bunun hissesinden almasıdır. | Ramuz el e-hadis, 176. sayfa, 3. hadis |
9422 | Ey insanlar! Sanki bu dünyada ölüm bizim için değil de bizden başkasına yazılmış. Hak da sanki başkasına vacib gibi imiş. Bize göre -az miktardaki- ölüleri götürüyoruz. Komşuya götürüyormuş gibi. (Evleri kabirleri imiş gibi) Miraslarını yiyoruz. Sanki biz ölmiyecekmişiz gibi. Ne mutlu o kimseye ki, kendi ayıbı onu meşgul eder de, başkasının ayıbını görmez. Ne mutlu o kimseye ki, kendi nazarında kendini hor görür de başkasına noksanlık atfetmez. Meskenete düşmeden Allah için tevazu eder ve helalinden kazandığı malı infak eder. Düşkün ve miskin kimseleri hoş tutar. Fıkıh ve Hikmet ehli ile düşüp kalkar. Ne mutlu o kimseye ki, kendini hor görür. Kazancı helal gidişi salih olur ve kimseye bir zararı dokunmasın diye dikkat eder ve insanlardan uzlet eder. Ne mutlu o kimseye ki, ilmi ile amel eder. Malının fazlasını infak eder, sözünün fazlasını ise tutar. | Ramuz el e-hadis, 183. sayfa, 5. hadis |