No | Hadis Metni | Kaynak |
10758 | Ümmetimden öyle adamlar vardır ki, onlardan biri gecenin bir kısmında kalkar da onun üzerinde (Şeytanın akşamdan bağladığı) düğüm varken, kendine ibadet için tedbir yapar ve abdest alırsa, ellerini yıkadığında bir düğüm çözülür. Yüzünü yıkadığında yine bir düğüm çözülür. Dirseklerine kadar kollarını yıkadığında bir düğüm daha çözülür. Başını mesh ettiğinde yine bir düğüm çözülür. Ayaklarını yıkadığında bir düğüm daha çözülür. Başını mesh ettiğinde yine bir düğüm çözülür. Ayaklarını yıkadığında da bir düğüm çözülür. Allah teala hicabın arkasında olanlara (melaikeye) o zaman şöyle buyurur: "Bakın şu kuluma, Benden istemek için nasıl nefsinin çaresine bakıyor. Şu kulum ne isterse onundur." | Ramuz el e-hadis, 289. sayfa, 4. hadis |
11214 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Bir kul Beni nefsinde zikrederse, muhakkak Ben onu melaike içinde zikrederim. Ve Beni cemaatte zikrederse, Ben de onu Refîk-i âlâ'da zikrederim." | Ramuz el e-hadis, 329. sayfa, 5. hadis |
11263 | Kalbini iman için halis eden iflah oldu. Yine kalbini selim, lisanını sadık, nefsini mutmain, ahlakını mustakim, kulağını dinler, gözünü de görür eden de iflah oldu. Kulak, işittiğini kalbe götüren bir alet gibidir. Göz de kalbin muhafaza edeceği şeyin tesbit vasıtasıdır. İflah oldu o kimse ki, Allah onun kalbini hıfz edici kıldı. | Ramuz el e-hadis, 333. sayfa, 12. hadis |
11592 | Cihad, insanın yanlız fisebilillah kılıç sallaması değildir. İnsanın annesine babasına bakması da cihaddır. Evladına bakan da cihaddadır. Başkasına muhtaç olmamak içi nefsi için çalışan da cihaddadır. | Ramuz el e-hadis, 362. sayfa, 8. hadis |
11765 | Yeryüzünde bir müslüman yoktur ki, farz namaz için layıkı ile abdest alsın da, o gün ayaklarının yürüdüğü, ellerinin tuttuğu, gözlerinin baktığı, kulaklarının dinlediği, dilinin söylediği, nefsinin arzulamadığı fena şeyler mağfiret olmasın. | Ramuz el e-hadis, 376. sayfa, 3. hadis |
11917 | Maîşeti müşkilleşmiş bir kimsenin evinden çıktığında şunu demesine ne mani var?: "Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî Allahümme raddinî, bi kadâike ve bâriklî fîmâ kuddiralî hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ahharte ve te'hîra mâ acelte." (Allah adı ile başlar, nefsimi, malımı ve dinimi korumasını ondan dilerim. Allahım ilahi kazana beni razı kıl ve benim için takdir olunanı bana mübarek eyle, Ta ki senin te'hir ettiğin şeyin acilen olmasını ve acilen verdiğin şeyin de sonraya kalmasını istemiş olmayayım. | Ramuz el e-hadis, 389. sayfa, 10. hadis |
12249 | Kim Allah için tevazu ederse, Allah onu yükseltir. Ve o kendi nefsinde küçük, insanların gözünde ise büyüktür. Kim de büyüklük taslarsa, Allah onu alçaltır da, insanların gözünde küçük kendi nefsinde büyük olur. Öyle ki, o insanlara köpekten veya domuzdan daha önemsiz gelir. | Ramuz el e-hadis, 414. sayfa, 5. hadis |
12362 | Bir kimse hakimlik taleb ederse nefsine bırakılır. Mecbur edilirse istikametini doğrultmak için kendisine bir melek tayin edilir. | Ramuz el e-hadis, 422. sayfa, 10. hadis |
12455 | Bir kimse ya nefsini ıslah veya kendisinden sonrakilere faydası olsun için ilim taleb ederse, kendisine yabanın (çölün) kumları kadar sevab yazılır. | Ramuz el e-hadis, 429. sayfa, 6. hadis |
12499 | Bir kimse nefsi uğrunda döğüşür ve nihayet öldürülürse o şehiddir. Kim de malı uğrunda öldürülmüşse o da şehiddir. Kim de ehli iyalini müdafaa için çarpışır da nihayet öldürülürse o da şehittir. Kim Allah'ın yanında (namazda) öldürülürse yine şehiddir. | Ramuz el e-hadis, 432. sayfa, 5. hadis |