Arama Sonuçları bir azası

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/51584-bir-azasi/10

NoHadis MetniKaynak
11934 birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamette ve birbirlerine atifet göstermekte mü'minlerin misali, bir beden misalidir ki, ondan bir uzuv hastalandığında, bedenin sair azasını da uykusuzluk ve ateş sarar.Ramuz el e-hadis, 391. sayfa, 4. hadis
12142 bir kimse müslüman bir köleyi azad etse, Allah kölenin her bir azasına mukabil onun bir azasını Cehennemden azad eder. Hatta ferci fercine karşılık azad olununcaya kadar.Ramuz el e-hadis, 406. sayfa, 8. hadis
12555 bir kimse kölesini öldürse biz de onu öldürürüz. azasını kesse biz de onun azasını keseriz. Hadım ederse biz de onu hadım ederiz.Ramuz el e-hadis, 437. sayfa, 6. hadis
12583 Sizden bir kimse kudret sahibi ise ve eli genişse evlensin. Zira bu, gözünü haramdan koruyucu ve azasını da muhafaza edicidir. Kimin de eli geniş değilse ve iktidarı yoksa oruç onun için enemedir. (şehvetini kırıcıdır)Ramuz el e-hadis, 439. sayfa, 9. hadis
12649 bir kimse bir gün deniz gazasında hastalansa bu onun bin köle azad etmesinden efdal olur. Öyleki, onları techiz ediyor ve onlara kıyamete kadar infak ediyor. bir kimse de bir adama Allah yolunda, Allah'ın kitabından bir ayet veya sünnetinden bir kelime öğretirse, kıyamet gününde Allah'ın ona verdiği sevaptan daha efdal bir sevap olmaz.Ramuz el e-hadis, 444. sayfa, 7. hadis
12785 Vallahi siz hasislik, korkaklık, cahillik ediyorsunuz. Siz kendi kıymetinizi bilmiyorsunuz. (Allah nazarındaki mevkiinizi bilseniz Allah yolunda sarfetmekten çekinmez, korkmaz ve Allahsız bir şey olmıyacağını bilirdiniz.) Rabbülaleminin arzda son yarattığı yer vadii Fatımadır. (Veya Allah'ın Habibinin elile çiğnediği düşmanın sonu Taif kazasında olur)Ramuz el e-hadis, 456. sayfa, 1. hadis
13460 Allah Teala şöyle buyurur: "bir kimse azasını haramdan çekmezse, Benim onun yemesini içmesini terk etmesine ihtiyacım yok."Ramuz el e-hadis, 513. sayfa, 9. hadis
13886 Efendimiz (s.a.v)'in bir kılıcı vardı. Kabzası ve kınının ucu gümüş işlemeli idi. Ayrıca gümüşten halkaları vardı, ismine "Zülfikar" denilirdi. Ok ve yayı vardı, ismine "Zessedat" denirdi. Ok mahfazası vardı, ismine "Zelcuma" denirdi. Bakır işlemeli bir zırhı vardı, ona "Zatül fudul" denirdi. Kargısı vardı, "Enneb'âü" denirdi. Kalkanı vardı, "Zagan" denirdi. Al bir atı vardı, adına "Mürtecis" denirdi. Yağız bir atı vardı, ona "Sekıb" denirdi. bir eğeri vardı, ona "raac" adı verilirdi. Boz bir katırı vardı, ona "Düldül" denirdi. bir devesi vardı, "Kusva" denilirdi. bir merkebi vardı, ona "Yafur" denirdi. bir yaygısı vardı, "kez" denilirdi. bir harbisi vardı ona "Nemr" denirdi. bir ibriği vardı, ona "Sadr" adı verilirdi. bir aynası vardı, ona "Midelle" adı verilirdi. bir makası vardı, ona "Câmi' " denilirdi. Beyaz bir çubuğu vardı, ona da "Memşûk" denilirdi.Ramuz el e-hadis, 544. sayfa, 10. hadis
14445

İbn Şihâb dedi ki: Bana Hüseyin'in oğlu Alî haber ver­di ki, kendisine Alî'nin oğlu Hüseyin şöyle haber vermiştir: Alî aleyhi's-selâm şöyle demiştir: Bedir gazasında ganîmetten payıma düşen bir devem vardı. Peygamber de ganimet malının beşte birinden bana bir deve vermiş idi. Rasûlullah'ın kızı Fâtıma aleyhi'sselâm ile evlenmek istediğim zaman Kaynukaa' Yahûdîleri'nden kuyumcu bir adamla, benimle beraber gidip ızhır otu getirmek üzere va'dleştim. Getirdiği­miz ızhır otunu kuyumculara satmayı ve bunun bedeliyle evlenme zi­yafetinin masrafı hususunda yardım istemeyi düşündüm.

Buhari - KİTABU'L-BUYU' - 41