No | Hadis Metni | Kaynak |
13420 | Ehli Cennetten bir adam, dört bin bakire, sekiz bin dul ve yüz huri ile tezevvüc eder. Bunlar her yedi günde bir toplanır ve mislini mahlukatın duymadığı korunmuş bir sesle şöyle derler: "Biz ebediyiz, fena bulmayız. Biz nimetlendirilmişleriz, zelil olmayız. Biz razı kimseleriz kızmayız. Biz ikamet ehliyiz, göç görmeyiz. Müjdeler olsun bizim efendimiz olana, bizim kendisinin olduğumuz kimseye." | Ramuz el e-hadis, 510. sayfa, 1. hadis |
13446 | Sizden biri başının arkası üstüne uyuduğu zaman şeytan üç düğüm atar. Her düğümü yerine sağlamlaştırmak için de "uzun gece boyunca uyu diyerek" eliyle vurur. Eğer o kimse uyanır da Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Eğer namaz kılarsa bütün düğümleri çözülmüş olarak, o neşeli bir şekilde ve ferah bir gönülle sabahlar. Yoksa mahzun bir kalbe ve tembel olarak sabaha çıkar. | Ramuz el e-hadis, 512. sayfa, 7. hadis |
13456 | Hoş sözlük, oruç ve her sene hacca devam etmek, cihad derecesine yakın olur. Bunda başka da ona yaklaşan bir şey yoktur. | Ramuz el e-hadis, 513. sayfa, 5. hadis |
13485 | Allah (z.c.hz.) buyurur: "Bir kimse mahlukatımdan zaif bir kimseye bir iyilikte bulunur da, onun da kendisini mükafatlandırmaya gücü yetmezse, ona karşılık kendisini mükafatlandıracak olan bizzat Ben olurum." | Ramuz el e-hadis, 516. sayfa, 6. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |
13637 | Namazdan çıktıklarında üç defa istiğfar ederler sonra: "Allahümme entesselamü ve minkes selam tebarekte ya zel celali vel ikram": (Allahım, her şeyden emin olan ancak sensin, her türlü noksanlıktan emin kılmak da ancak Sendendir, Ey Celal ve ikram sahibi Allahım Senin azametin ne yücedir) buyururlardı. | Ramuz el e-hadis, 527. sayfa, 13. hadis |
13645 | Ashabından bir kimseyi bir işe memuren gönderdiklerinde, "Müjdeleyici olun korkutucu olmayın, kolaylık gösterin, güçlük göstermeyin" buyururlardı. | Ramuz el e-hadis, 528. sayfa, 4. hadis |
13676 | Kendilerine üzücü bir şey isabet ettiğinde: "Lâ ilâhe illallahü'l-halimül kerim, Subhânellahi Rabbil arşil azim, Elhamdülillâhi Rabbil alemin" diyerek dua ederlerdi. | Ramuz el e-hadis, 530. sayfa, 1. hadis |
13708 | Evine girdiklerinde, "Yanınızda yenecek bir şey var mı?" diye sorarlardı. Bir şey olmadığı söylenince de, "Ben oruçluyum" buyururlardı. (Öğleden evvel) | Ramuz el e-hadis, 532. sayfa, 7. hadis |
13749 | Duada hayır bir şey istediklerinde avuçlarını yüzlerine karşı tutarlar, bir şeyden sakınmak istediklerinde avuçlarını yere karşı tutarlardı. | Ramuz el e-hadis, 535. sayfa, 7. hadis |