No | Hadis Metni | Kaynak |
13510 | Efendimiz (s.a.s.) yüz ve ahlakça da halkın en güzEli idi. Ne fazla uzun, ne de fazla kısa idiler. | Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 5. hadis |
13511 | Efendimiz (s.a.s.) ayakları itibariyle de beşerin en güzEli idiler. | Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 6. hadis |
13512 | Efendimiz (s.a.s.) ahlakça insanların en güzEli idiler. | Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 7. hadis |
13513 | Efendimiz (s.a.s.) insanların en güzEli, insanların en cömerdi ve insanların en bahadırı idiler. | Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 8. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada sElamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |
13564 | Kendilerini mesrur edecek bir işle karşılaştıklarında şöyle buyururlardı: "Elhamdülillâhillezî bi ni'metihî tetümmüs salihâti": (Hamd o Allah'a mahsustur ki, iyilikler ancak onun nimeti ile tamam olur) Kendileri hoşlanmadığı bir şeyle karşılaştıklarında ise şöyle buyururlardı: "Elhamdülillâhi ala külli halin." (Her durumda Hamd Allah'a mahsustur.) | Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 10. hadis |
13565 | Kendilerine yenecek bir şey getirildiğinde, "Bu hediye mi sadaka mı?" diye sorarlardı. "Sadakadır" denildiğinde kendileri yetmez, ashabına "siz yiyiniz" buyururlardı. "Hediyedir" denilirse, Elini uzatır ve onlarla beraber yerlerdi. | Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 11. hadis |
13617 | Ot kullandıklarında edep mahalline kendileri tutunur. Koltuklarına ailEleri yardım ederlerdi. | Ramuz el e-hadis, 526. sayfa, 5. hadis |
13643 | Kendilerine vahiy gEldiğinde bir zaman sekir hali gibi sessiz kalırlardı. | Ramuz el e-hadis, 528. sayfa, 2. hadis |
13644 | İnsanlar kendilerine bi'at ettiklerinde, onlara "Elimden gEldiği kadar" sözünü koydururlardı. | Ramuz el e-hadis, 528. sayfa, 3. hadis |