Arama Sonuçları Kim başka

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/56521-Kim-baska/80

NoHadis MetniKaynak
13059 Benden, Kur'an'dan başka şey yazmayın. Kim Benden Kur'an'dan başka bir şey yazmışsa onu imha etsin. Benden hadis rivayet edin. Buna mani yok. Kim Bana kasten yalan isnad ederse Cehennemden yerine hazırlansın.Ramuz el e-hadis, 478. sayfa, 12. hadis
13133 Ensarı mü'minden başkası sevemez ve münafıktan başkası da onlara buğz edemez. Kim Ensarı severse Allah da onu sever. Kim Ersara buğz ederse Allah da ona buğz ede.Ramuz el e-hadis, 484. sayfa, 5. hadis
13164 Deniz yolculuğuna, hac ve umre yapacak Kimseden ve Allah yolunda gazi olandan başkası çıkmasın. Zira denizin altında ateş ve ateşin altında da deniz vardır.Ramuz el e-hadis, 486. sayfa, 12. hadis
13177 İş günden güne şiddetini artırır ve dünya da ancak gerilemeyi artırır. İnsanlarında ancak hasisliği artar. Kıyamette ancak şerliler üzerine kopar. Benden sonra Meryem oğlu İsa (a.s) dan başka nübüvvet mertebesinde Kimse gelmeyecektir.Ramuz el e-hadis, 487. sayfa, 12. hadis
13439 Allah (z.c.hz.) kulunun "Rabbiğfirlî" demesinden hoşlanır ve şöyle buyurur: "Kulum Benden başka günahları affedici bir Kimse olmadığını bildi."Ramuz el e-hadis, 511. sayfa, 11. hadis
13483 Allah (z.c.hz.) buyurur: "Bir Kimsenin iki gözünü giderdiğimde o sabreder ve halis olursa onun için Cennetten başka bir sevab vermeye razı olmam."Ramuz el e-hadis, 516. sayfa, 4. hadis
13785 Gazab ettiklerinde Hz. Ali (r.a)'dan başka kendisine Kimse sokulamazdı.Ramuz el e-hadis, 537. sayfa, 13. hadis
14217

Bir defasında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte bir gazvede bulunuyorduk. Buyurdu ki:

Hastalıkları yüzünden Medine’de kalan öyle Kimseler var ki, siz bir yolda yürüdüğünüz veya bir vâdiyi geçtiğinizde, onlar da sizinle birlikte gibidir.”

Bir başka rivayete göre:

—Sevap kazanmada size ortak olurlar” buyurdu.

Müslim, İmâre 159
14222

Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebû İshâk Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:

Vedâ Haccı yılında (Mekke’de) yakalandığım şiddetli bir hastalık dolayısıyla Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ziyâretime geldi. Ona:

Yâ Resûlallah! Gördüğün gibi çok rahatsızım. Ben zengin bir adamım. Birkızımdan başka mirasçım da yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtayım mı? diye sordum.

Hz. Peygamber:

“Hayır”, dedi. Yarısını dağıtayım mı? dedim. Yine: “Hayır”, dedi. Ya üçte birine ne buyurursun, yâ Resûlallah? diye sordum. “Üçte birini dağıt! Hatta o bile çok. Mirasçılarını zengin bırakman, onları muhtaç bırakıp da halka avuç açtırmaktan hayırlıdır. Allah rızâsını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın” buyurdu.

Sa`d İbni Ebû Vakkâs sözüne devamla dedi ki:

Yâ Resûlallah! Arkadaşlarım gidipte ben kalacak mıyım? (burada ölecekmiyim?) diye sordum. “Hayır, sen burada kalmayacaksın. Allah rızâsı için güzel işler yaparak yükseleceksin. Allah’tan öyle umuyorum ki, daha nice yıllar yaşayarak Kimi insanlar (mü’minler) senden fayda, Kimileri de (kâfirler) zarar görecektir.

Allahım! Ashâbımın (Mekke’den Medine’ye) hicretini tamamla! Onları geri döndürüp hicretlerini yarım bırakma! Acınacak durumda olan Sa`d İbni Havle’dir” buyurdu.

Bu sözleriyle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Sa`d İbni Havle’nin Mekke’de ölmesine üzüldüğünü ifade etti.

Buhârî, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6 ; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5
14226

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir Kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyleki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, Kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:

Allahım! Ona merhamet et!

Allahım! Onu bağışla!

Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler.”

Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14