No | Hadis Metni | Kaynak |
9127 | Rabbimi çok Kerim ve Mâcid (azamet ve şeref sahibi) buldum. Bana Cennete hesapsız girmeyi vaad ettiği yetmiş bin kişinin her birine de ayrıca yetmişer bin kişi bağışladı. Dedim ki, "Ümmetim o kadarı bulmaz." Buyurdu ki: "Ben onu ağreb (müminlerin cahilleri) den tamamlarım" | Ramuz el e-hadis, 147. sayfa, 4. hadis |
9156 | Ben kıyamet gününde, Rabbimin huzurunda O'nun dilediği kadar dururum. Sonra Cenab-ı Hak Beni mağfiret ettiği halde huzurdan ayrılırım. Sonra Ebu Bekir (r.a) durur. Benim durduğumun ikisi gibi (Birisi hesab, diğeri varidad için). Ve sonra mağfiret olduğu halde ayrılır. Sonra aynı şekilde Ömer (r.a) durur ve o da mağfiret olduğu halde ayrılır. "Osman (r.a) da duracak mı?" diye soruldu. Buyurdu ki, Osman (r.a) haya sahibi bir kişidir, Aziz ve Celil olan Rabbimden hesab için huzurda durmaması için şefaat ettim. (Bu isteğim kabul edildi.) | Ramuz el e-hadis, 151. sayfa, 4. hadis |
9165 | Ben, kıyamet günü secdeye izin verilecek ilk kimseyim. Sonra başımı kaldırmaya izin verilir. Ben de başımı kaldırırım ve sağımda ve solumda duran ümmetimi tanırım. Denildi ki: "Onları nasıl tanırsınız ya Resulallah?" Buyurdu ki, Abdest azalarının ve alınlarının parlaklığından Ve yine önlerinde nur gibi parlıyan çocuklarından. | Ramuz el e-hadis, 152. sayfa, 7. hadis |
9172 | Siz bu gün Rabbınızdan gelen açık beyyine (delil) üzerindesiniz. Marufu emir ve Münkerden nehy ve Allah yolunda cihad ediyorsunuz. Sonraları sizin aranızda iki sarhoşluk zuhru edecek. Cehalet sarhoşluğu ve yaşama sevgisi. Bu sebeble haliniz değişecek ve marufu emretmiyecek ve münkerden nehyetmiyecek ve Allah yolunda cihadda bulunmıyacaksınız. İşte o günde Kitap ve Sünnete tutunanlar için elli sıddık ecri vardır. Dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bizden mi yoksa onlardan mı?" Buyurdu ki, hayır, bilakis sizden. | Ramuz el e-hadis, 153. sayfa, 6. hadis |
9178 | Ehli Cehennem, her kaba saba "Kab'a seri" olan kimsedir. "Ya Resulallah, Kab'a seri kimdir?" denildi. Buyurdu ki, ehline karşı kaba, arkadaşına karşı kaba ve aşiretine karşı kaba davranan kimsedir. Ehli Cennet ise, her mütevazi ve zahid olan kimsedir. | Ramuz el e-hadis, 154. sayfa, 6. hadis |
9188 | Allah Teala Hz. Musa (a.s.)'a: "Ey Musa evinde seninle beraber oturmamı istermisin?" diye vahyetti. O hemen secdeye kapandı. Sonra: "Ey Rabbim, evimde benimle nasıl kalırsın?" dedi. Allah Teala: "Ey Musa, sen bilmezmisin ki, Ben, Beni zikredenin yanında olurum. Ve kulum Beni nerede ve ne zaman ararsa bulur" Buyurdu. | Ramuz el e-hadis, 156. sayfa, 1. hadis |
9189 | Allah Teala Hz. Adem (a.s.)'a vahyedip Buyurdu ki: "Ey Adem, başına bir iş gelmeden önce şu beyti haccet." Adem (a.s.): "Ya Rabbi, başıma gelecek iş nedir?" dedi. Buyurdu ki: "Sorduğun o şey ölümdür." Adem (a.s.): "Ölüm nedir?" dedi. Buyurdu ki: "Sen onu tadacaksın. | Ramuz el e-hadis, 156. sayfa, 2. hadis |
9195 | Allah Teala Musa (a.s.)'a şöyle vahyetti: "La ilahe İllallah" diye şehadet edenler olmasaydı, Cehennemi Dünya ehline musallat ederdim. Ey Musa! Bana ibadet eden olmasaydı, Bana isyan edenlere göz açıp kapayıncaya kadar bir mühlet vermezdim. Ey Musa! Şurası muhakkak ki, Bana inananan Benim indimde mahlukatın en kerimidir. Ey Musa! Asi olanın sözünün ağırlığı dünyadaki bütün kumların ağırlığına muadildir." Musa (a.s.) ise: "Ya Rabbi, bu asinin kim olduğunu lütfen bildir" dedi. Allah Teala Buyurdu ki: "Bir kimsenin anasına-babasına (ben sizi dinlemiyorum) diyenidir. | Ramuz el e-hadis, 157. sayfa, 2. hadis |
9212 | Peygamberlerin ilki Adem (a.s.), sonra Nuh (a.s.)'dır. İkisi arasında on baba vardır. Namaz, dikilmiş şeylerin en hayırlısıdır. (Namaz, dinin direğidir.) Kim dilerse onu çoğalsın. Sadakanın sevabı kat kat verilir. Oruç ise kalkandır. Allah Buyurdu ki: "Oruç, Benim içindir. Onu Bizzat Ben mükafatlandırırım." Nefsim elinde olana yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah indinde misk kokusundan daha güzeldir. Sadakanın en faziletlisi; azlıkta, gayretle ve fakire de gizlice verilenidir. Köle azad etmenin en faziletlisi de bedelce en yüksek olandır. | Ramuz el e-hadis, 159. sayfa, 7. hadis |
9226 | Kıyametin ilk alametleri: Deccal, İsa (a.s.)'ın inmesi, Aden toprağından bir ateşin çıkıp halkı mahşere (Şam'a) sürmesi, öyle ki onlar kaylule (öğle uykusu) yaptığı zaman o ateş bekler. (Onlar yürüyünce o da yürür). Ve bir de Duhan, Dabbe ve Ye'cüc ve Me'cücün zuhurudur. Denildi ki : "Ya Resulallah, Ye'cüc ve Me'cuc nedir?" Buyurduki: Yec'cüc ve Me'cuc bir takım ümmetlerdik ki, her biri dörtyüz binliktir. Onlardan her bir kişi etrafında, kendi sulbünden gelme bin tane göz görmedikçe ölmez. Bunlar Adem evladıdır. Ve dünyanın harab olmasına çalışırlar. Geldiklerinde Fırat ve Dicle'den içerler. Taberiye gölünü kuruturlar. Beyt'i Makdise vardıklarında ise şöyle derler: "Dünya halkını tamamen öldürdük. Şimdi de göktekilerini öldürelim." Ve oklarını göğe doğru atarlar da, o oklar kana bulaşmış alarak geri dönerler. Bunun üzerine: "Semadakileri de öldürdük" derler. O sırada İsa (a.s) ve müslümanlar Turi-Sina dağında bulunurlar. Allah, İsa (a.s)'a şöyle vahyeder: "Kullarımı Turdağı ve Eyle etrafında muhafaza et." Sonra İsa (a.s) ellerini semaya kaldırıp dua eder. Müminler de "amin" derler. Bunun üzerine Allah Ye'cüc ve Me'cücün üzerlerine "hegaf" denen ve insanların burnundan giren kurtçukları gönderir. Bu kurtçuklar onları Şam'dan Şark'a kadar sarar ve böylece Ye'cüc ile Mec'ücün hepsi ölürler. Öyleki, onların cifelerinden arz kokar. O zaman Allah, göğe emreder. Ve gökten kırbadan boşanırcasına yağmur yağar, onların cife ve kokularından arzı yıkar. İşte ondan sonra güneşin garbten doğma vakti gelir. | Ramuz el e-hadis, 160. sayfa, 9. hadis |