Arama Sonuçları Ramazan orucu

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/6474-Ramazan-orucu/10

NoHadis MetniKaynak
10941 Seferde Ramazan orucu tutan, hazerde oruç yiyen gibidir. (Şayet seferde vazife sahibi olup da vazifesine halel gelirse.)Ramuz el e-hadis, 306. sayfa, 12. hadis
10972 Sabır (Ramazan) ayının orucunu tutmak ve her aydan üç gün oruç, bütün sene oruç tutmak gibidir. Bu, göğüsteki gıllı- gışı giderir. Denildi ki: "Gılli-gış nedir?" Buyurdu ki: "Şeytanın kirlettiğidir."Ramuz el e-hadis, 309. sayfa, 2. hadis
12128 Üç gün arka arkaya oruca muktedir olan kimseye Ramazan orucu vacib (farz) olur.Ramuz el e-hadis, 405. sayfa, 6. hadis
12286 Bir kimse hac ve umre etse de aynı sene içinde ölse, Cennete girer. Kim Ramazan orucunu tutsa sonra ölse Cennete girer.Ramuz el e-hadis, 417. sayfa, 1. hadis
12404 Bir kimse Ramazan orucunu inanarak ve sevabını umarak tutarsa, geçmiş günahları mağfiret olur.Ramuz el e-hadis, 425. sayfa, 10. hadis
12405 Bir kimse Ramazan orucunu tutar ve ona ilaveten Şevval'den altı gün tutarsa, bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur.Ramuz el e-hadis, 425. sayfa, 11. hadis
12410 Bir kimse Ramazan orucunu tutar, hududlarını tanır ve korunması lazım şeylerden korunursa, bu onun geçmiş günahlarına kefaret olur.Ramuz el e-hadis, 426. sayfa, 2. hadis
12742 Zekat Kur'an'daki her sadakayı nesh etmiştir. Cünüblükten gusülde her türlü abdesti nesh etmiştir. Ramazan orucu da diğer oruçları nesh etmiştir. Kurban da diğer her türlü kurbanı nesh etmiştir.Ramuz el e-hadis, 452. sayfa, 1. hadis
14278

Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yoldan gelmiş bir hali olmayan ve içimizden kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:

Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen, Ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdu. Adam: Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam: Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir” buyurdu.

Adam tekrar:

Doğru söyledin, diye tasdik etti ve: Peki ihsan nedir, onu da anlat, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdu.

Adam yine:

Doğru söyledin dedi, sonra da: Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir” cevabını verdi.

Adam:

O halde alâmetlerini söyle, dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Annelerin, kendilerine câriye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalarda birbirleriyle yarışmalarıdır ” buyurdu.

Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

“Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben: Allah ve Resûlü bilir, dedim.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi” buyurdu.
Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6; İbni Mâce, Mukaddime, 9
14291

Ebû Ümâme Sudayy İbni Aclân el-Bâhilî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i Vedâ hutbesi’nde şöyle buyururken dinledim demiştir:

“Allah’tan korkunuz. Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekâtını veriniz. Yöneticilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin cennetine girersiniz.”

Tirmizî, Cum’a 80