Arama Sonuçları sizden hiç

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/6906-sizden-hic/10

NoHadis MetniKaynak
10389 İlim kalkmadan önce ilmi öğrenin. Zira sizden hiç biriniz, yanındakine ne zaman muhtaç olacağını bilemez. Size ilim öğrenmek gerekir. Ve yapmacıklardan, bid'at yapmaktan, bir şeyi fazla eşelemekten de sakının. Ve size eskiye, esas köklere bakmayı tavsiye ederim.Ramuz el e-hadis, 254. sayfa, 6. hadis
10502 Üç şeyin kararını Allah Teala evvelden verdi: Sakın sizden hiçbiriniz isyan etmesin.Zira, Allah teala şu mealde buyurur:"Ey insanlar! sizin isyanızın ancak kendi aleyhinizedir." Sakın biriniz hile yapmasın. Zira, Allah teala şu mealde buyurur: "Fena hile, ancak sahibine hüccet olur." Sakın hiçbiriniz ahdini bozmasın. Zira Allah Teala şu mealde buyurur: "Kim ahdini bozarsa, ancak kendi nefsi üzerine bozmuştur."Ramuz el e-hadis, 264. sayfa, 7. hadis
11455 Cin gecesinde Sure-i Rahman'ı cinlere okudum. sizden iyi karşıladılar ve her "Febi eyyi âlâi Rabbi kümâ tükezzibân" kavline geldiğimde dediler ki: "Haşa! Senin nimetlerinden hiç bir şeyi tekzib etmiyoruz. Hamd olsun Sana ey Rabbimiz."Ramuz el e-hadis, 348. sayfa, 8. hadis
11644 hiç şüphe yok ki, iman küfür üzerine galip gelecek ve küfrü inine sokacaktır. İslam denizlerde çalkalanacak, insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o zamanda Kur'an öğrenecekler, öğretecekler ve okuyacaklar, sonra da şöyle diyecekler: "Biz muhakkak okuduk ve de bildik." Kim hayır sahibi ise o bizdendir. Bunlarda hayır var mıdır? Dediler ki: "Ya Resulallah bunlar kimlerdendir?" Buyurdu ki: "Bunlar sizdendir. Ve onlar Cehennem odunudur."Ramuz el e-hadis, 366. sayfa, 11. hadis
11914 Bende olan hayrı Ben sizden asla saklamam. Kim iffetli kalmak isterse Allah ona iffet verir. Kim mustağni kalmak isterse Allah onu ğani kılar. Kim sabr etmek isterse Allah onu sabırlı kılar. hiç bir kimseye ata ve hayır cihetiyle "sabır" dan daha geniş ihsan verilmemiştir.Ramuz el e-hadis, 389. sayfa, 7. hadis
12847 Yazık sana, arkadaşının boynunu kestin. (Yüze karşı medh edene) sizden biri kardeşini mutlaka medh edecekse şöyle söylesin: "Falan şöyle zannediyorum Allah bilir ya. Ben Allaha karşı hiç bir kimseyi tezkiye edemem. Onun şöyle şöyle olduğunu sanıyorum." Desin. Şayet o adamın hakkında söylediği bu hususları biliyorsa.Ramuz el e-hadis, 461. sayfa, 12. hadis
13111 sizden hiç biriniz layıkı ile iman etmiş olmaz; Beni çocuğundan, ana babasından ve bütün insanlardan fazla sevmedikçe.Ramuz el e-hadis, 482. sayfa, 11. hadis
13178 Zina yapan kimse, zina ederken mü'min değildir. Şarap için de içerken mü'min değildir. Hırsızlık yapan da hırsızlık yaparken mü'min değildir, yağmacılık yapan bir mevki sahibi kimse de yağmacılık yaparken mü'min değildir. Öyle bir yağmacılık ki; o adamın cür'etine hayretten dolayı insanların gözü ona dikilir. (Müslimin Ebu Hureyre (r.a)dan rivayetinde "sizden hiç biriniz ganimetten bir şey çaldığında mü'min değildir. Aman sakının sakının" ibaresi ilavesi vardır)Ramuz el e-hadis, 488. sayfa, 1. hadis
14228

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:

sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

— Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan

hiçbir şey kurtaramaz, dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak:

—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Birgün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.

Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

Bir diğeri söze başladı:

—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. (Bir başka rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dedi ki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.

Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da:

—Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Birgün bu adam çıkageldi. Bana: —Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:

—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:

—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.

Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100
14244

Ebû Saîd Sa’d İbni Mâlik İbni Sinân el-Hudrî radıyallahu anhümâ’dan nakledildiğine göre, Medineli müslümanlardan bir kısmı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den bir şeyler istediler. O da verdi. Sonra yine istediler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, elindekiler bitinceye kadar verdi. Verebileceği şeyler tükenince onlara şöyle hitab etti:

“Yanımda bir şeyler olsaydı, onları sizden esirgemez, verirdim. Kim dilenmekten çekinir, iffetli davranırsa, Allah onun iffetini arttırır. Kim tok gözlü olmak isterse, Allah onu başkalarına muhtaç olmaktan kurtarır. Kim de sabretmeye gayret ederse, Allah ona sabır verir. hiç bir kimseye, sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lutufta bulunulmamıştır.”

Buhârî, Zekât 50, Rikak 20; Müslim, Zekât 124. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Zekât 28; Tirmizî, Birr 77; Nesâî, Zekât 85