Arama Sonuçları din kardeşi

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/7781-din-kardesi/60

NoHadis MetniKaynak
12746 Bir adamın müslüman din kardeşine hayırla, sevgiyle ve şefkatle nazar etmesi, Benim şu mescidimde bir sene itikaf etmesinden hayırlıdır.Ramuz el e-hadis, 452. sayfa, 5. hadis
12865 Bir kimse din kardeşine zalim de olsa, mazlumda olsa yardım etsin. Eğer zalimse men etsin bu ona yardımdır. Eğer mazlumsa ona yardım etsin.Ramuz el e-hadis, 463. sayfa, 9. hadis
12995 Duvarlara süslü halılar örtmeyin. Kim ki izinsiz din kardeşinin mektubuna bakarsa ateşe bakmış gibi olur. Allah'a dua ederken ellerinizi göğe doğru açın, aşağı doğru çevirmeyin,bitince yüzünüze sürün.Ramuz el e-hadis, 473. sayfa, 11. hadis
13115 Adam din kardeşinin alış verişi üzerine alış verişe giremez ve kardeşinin talibi olduğu kadına da talib olamaz. Meğer ki izin vere. (Veya o adamın işi iyi bir neticeye varmamışsa o başka)Ramuz el e-hadis, 482. sayfa, 15. hadis
13166 Kul, din kardeşinin hacetinde bulundukça, Allah da onun hacetini gözetmeye devam eder.Ramuz el e-hadis, 487. sayfa, 1. hadis
13172 Mü'min din kardeşine hayırhahlık ettikçe, dininde genişlik bulmakta devam eder. Bundan vaz geçerse tevfikat selb olunur.Ramuz el e-hadis, 487. sayfa, 7. hadis
13238 Ey Ebu Rezin, muhakkak ki bir müslüman bir din kardeşini ziyaret ettiğinde onun yetmiş bi melek teşyi eder ve istiğfarda bulunarak "Ya Rabbi, O senin rızan uğurunda yokladığı gibi, Sen de onu yokla" derler.Ramuz el e-hadis, 493. sayfa, 1. hadis
13256 Ya Enes bilmez misin ki din kardeşinin kalbine sevinç sokmaklığın sebebi mağfirettendir. Onun sıkıntısını atar, gamını açarsın, borcuna mühlet verir veya ödersin. Çoluğuna çocuğuna yardım edersin.Ramuz el e-hadis, 494. sayfa, 9. hadis
13789 Cenazeyi defnettikten sonra kabrin üzerinde durur ve ashaba dönüp: "kardeşiniz için istiğfar edin ve onun için Allah'dan tesbit taleb edin (tevhidde sabit olsun). Zira şimdi o suale tabi tutulacaktır." buyururlardı.Ramuz el e-hadis, 538. sayfa, 2. hadis
14327

Enes radıyallahu anh şöyle dedi:

Amcam Enes İbni Nadr radıyallahu anh Bedir Savaşı’na katılmamıştı. Bu ona çok ağır geldi. Bu sebeple:

“Ey Allah’ın Resûlü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah Teâlâ müşriklerle yapılacak bir savaşta beni bulundurursa, neler yapacağımı elbette Allah Teâlâ görecektir” dedi.

Sonra Uhud Savaşı’nda müslüman safları dağılınca, -arkadaşlarını kastederek- “Rabbim, bunların yaptıklarından dolayı özür beyan ederim” dedi. Müşrikleri kastederek de “Bunların yaptıklarından da uzak olduğumu sana arzederim” deyip ilerledi. Sa’d İbni Muâz ile karşılaştı ve:

Ey Sa’d! istediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum, dedi. Sa’d (olayı anlatırken) “Ben onun yaptığını yapamadım, ya Resûlallah” dedi.

Enes radıyallahu anh devamla şöyle dedi:

Amcamı şehid edilmiş olarak bulduk. Vücudunda seksenden fazla kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Müşrikler müsle yapmış, uzuvlarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıyamadı. Sadece kızkardeşi parmak uçlarından tanıdı.

Enes dedi ki, biz şu âyetin amcam ve amcam gibiler hakkında inmiş olduğunu düşünmekteyiz:

“Mü’minler içinde öyle yiğit erkekler vardır ki, Allah’a verdikleri sözlerinde durdular. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehid düştü), kimi de sırasını bekliyor. Bunlar aslâ sözlerini değiştirmemişlerdir” [Ahzâb sûresi (33), 23]

Buhârî, Cihâd 12; Müslim, İmâre 148