No | Hadis Metni | Kaynak |
13496 | Ümmetimde iki adam olacak. Birisi "Vehb"dir ki, Allah ona bahşedecektir. Diğeri ise "ğaylan"dır. Onun Bu ümmet üzerine olan fitnesi şeytanın fitnesinden eşed olacaktır. | Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 2. hadis |
13501 | Ahir zamanda bir kavim sultanın huzuruna varır. Sultanlar Allah'ın emriyle hareket etmezler, onlar da nehyetmezler. Allah'ın laneti işte Bunların üzerine olsun. | Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 7. hadis |
13504 | Mü'minler için (kıyamette) nurdan kürsüler kurulur. Bir Bulut üzerlerine gölge yapar ve onlara mahşer günü, gündüzün bir saati gibi gelir. | Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 10. hadis |
13505 | Cuma günü on iki saattir. Ondan bir saat vardır ki, o saatte mü'min bir kul Allah Tealadan ne isterse Allah onu kendisine verir. Öyle ise Bunu ikindinin son saatlerinde arayın. | Ramuz el e-hadis, 518. sayfa, 11. hadis |
13509 | Efendimiz (s.a.s.) beyaz, pembeye çalar, başları büyücek, kerimane hareketli, kaşları arası açık ve kirpikleri sık ve uzundu. | Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 4. hadis |
13520 | Mührü nübüvveti pembe kırmızıya çalar, güvercin yumurtası gibi bir gudde idi. | Ramuz el e-hadis, 519. sayfa, 15. hadis |
13526 | Başı, elleri ve ayakları büyücekti. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 5. hadis |
13528 | Mübarek başları büyücek ve sakalları gür idi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 7. hadis |
13529 | Efendimiz (s.a.v.) iri yapılı, azametli idi ve yüzü ayın ondördü gibi parlardı. Ortadan uzun, başı büyücek, saçı mutedil kıvırcık idi. Saçı bazen kulak yumuşağını geçer, rengi parlak, alnı geniş, kaşları ince ve gür idi. İki kaşı arasında bir damar gazab halinde kabarırdı. Burnu ince, hafif mukavves, sakalı sık, yanakları hafif, ağzı geniş, dişleri seyrek ve latif idi. Boynundan göbeğine hafif kıllı, boynu gümüş parlaklığında yapma bebek gibi, yapısı bedenlice ve endamlı idi. Göğsü karnı birdi. Göğsü geniş, omuzları açık, mafsalları ince, soyunduğunda bedeni nur gibi idi. Göğüs kemiğinden göbeğine kadar, tüyden ince bir hat Bulunurdu. Meme ve karnında tüy yoktu. Kolları, omuzları ve göğsünün yukarı kısmı kıllı idi. Bilekleri uzun, avucu geniş, uzun saçları lüle gibi idi. El ve ayak parmakları etli, parmakları uzun, ayağının çukuru mutedil, üstü üzerinde su durmayacak derecede düzdü. Yürürken öne meyilli düz yürür, yürüyüşü mütevazı ve seri ve de yüksek bir yerden dökülen su gibi idi. Döndüğünde bütün vücudu ile dönerdi. Sükut halinde yere bakışı semaya nazarından fazla olurdu ve ekser bakışı mülahazalı idi. Yürürken ashabını önüne katardı. Karşılaşmada selamı ilk önce kendileri verirdi. | Ramuz el e-hadis, 520. sayfa, 8. hadis |
13558 | Bir hastaya geldiklerinde veya hasta kendisine getirildiğinde "Ezhebil be'se Rabbennâsi eşfi ve enteş şâfi. La şifâe illa şifâüke şifâen la yuğâdiru sakamen": (Ey insanların Rabbi, zararı gider, şifa ihsan et, şifa veren ancak sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Hiçbir hastalık bırakmayacak şifa ihsan Buyur) diye dua Buyururlardı. | Ramuz el e-hadis, 522. sayfa, 4. hadis |