Arama Sonuçları Ve le

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/8310-Ve-le/3180

NoHadis MetniKaynak
14404

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize ez-Zuhrî, İbnu'l-Müseyyeb'den; o da Ebû Hureyre(R)'den haber le='color:green'>Verdi ki, Peygamber(S): "(İslâm'da) Fera'da, atîre de yoktur" buyurmuştur.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">"Ferau", dele='color:green'>Venin ilk yavrusudur ki, Câhiliye Arabları bunu tâgûtları için kesiyorlardı. "Atîre" de receb ayında kesmekte oldukla­rı hayvandır

Buhari - KİTABU'L-AKIKA - 7
14388

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Hammâd ibn Zeyd, Yahya ibn Saîd'den; o da Ubeyd ibn Huneyn'den; o da İbn Abbâs'tan tahdîs etti ki, Umer ibnu'l-Hattâb (R) şöyle demiştir: Ensâr'dan (Evs ibn Havlî isminde) bir adam vardı. O, Rasûlullah'tan ayrı le='color:green'>Ve uzakta bulunduğu zaman ben Rasûlullah'ın meclisinde hazır bulunur le='color:green'>Ve o gün Rasûlullah'tan olacak söz, fiil le='color:green'>Ve hâlleri ona getirirdim. Ben Rasûlullah'm meclisinden uzakta kaldığım zaman ise, o zât, Rasûlullah'ın meclisinde hazır bulunur le='color:green'>Ve o gün Rasûlullah'tan meydana gelen söz, fiil le='color:green'>Ve hâlleri bana getirirdi

Umer ibnu'l-Hattâb
14389

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Şu'be, Zubeyd'den; o da Sa'd ibn Ubeyde'den; o da Ebû Abdirrahmân'dan; o da Alî(R)'den şöyle tahdîs etti. Peygam­ber (S) bir asker birliği hazırlayıp başlarına bir adamı kumandan ta'yîn etti. Yolda odun toplatıp ateş yaktırdı da askerlere:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">—  Bu ateşin içine girin! dedi.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Onlardan bir kısmı ateşe girmek istediklerinde, diğerleri:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">—  Biz ateşten kaçıp Rasûlullah'a sığınmış kimseleriz! dediler. Seferden dönüşte bu hâdiseyi Peygamber'e zikrettiklerinde, Pey­gamber ateşe girmek isteyenler için:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">—  "Eğer ateşe girmiş olsalardı, kıyamet gününe kadar ateşten bir daha ayrılmazlardı" buyurdu.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Diğerlerine hitaben de:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">—  "Ma'siyet hakkında kula itaat yoktur. îtâat ancak ma'rufta­dır (ma'kûl le='color:green'>Ve meşru' olan emirler hakkındadır)" buyurdu

Hz. Alî
14390

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Ebû Hureyre (R) şöyle de­miştir: Bizler Rasûlullah'ın huzurunda bulunduğumuz sırada birden bedevilerden bir adam ayağa kalktı le='color:green'>Ve:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Yâ Rasûlallah! Benim için Allah'ın Kitabı ile hükmet! dedi. Akabinde onun muhâsımı olan kimse de ayağa kalktı le='color:green'>Ve:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Yâ Rasûlallah, hasmım doğru söyledi. Sen onun için Allah'ın Kitabı ile hükmet le='color:green'>Ve söz söylemek üzere bana izin le='color:green'>Ver! dedi.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Peygamber (S) de ona:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">—  "Sözünü söyle!" buyurdu. O da şöyle dedi:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Benim oğlum, bu a'râbî'nin yanında asîf, yânî ücretle çalı­şan bir kimse idi. Oğlum bunun karısıyle zina etmiş. İnsanlar bana oğlum üzerine taşlanmak cezası olduğunu haber le='color:green'>Verdiler. Ben bu ada­ma oğlum adına yüz koyun le='color:green'>Ve bir de cariyeyi fidye le='color:green'>Vererek, oğlumu bu cezadan kurtardım. Bundan sonra ben bu mes'eleyi ilim ehlinden sordum. Onlar da bana, onun karısı üzerine taşlama cezası düştüğü­nü, benim oğluma da ancak yüz deynek vurulma ile bir yıl gurbete sürgün edilmek cezası olduğunu haber le='color:green'>Verdiler! dedi.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Rasûlullah da:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, ben sizin aranızda elbette Allah 'in Kitabı ile hükmedeceğim: Câriye ile koyunları kendi sahibine geri le='color:green'>Veriniz. Senin oğluna gelince; onun üzerinde yüz deynek cezası le='color:green'>Ve bir yıl gurbete sürgün edilme cezası vardır" buyurdu.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bundan sonra Eşlem kabilesinden bir adam olan Uneys'e de.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Sana gelince yâ Uneys! Sen de bu adamın karısına git! Tahki­kini yap, eğer kadın suçunu itirâf ederse, onu recm et!" buyurdu.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Râvî: Uneys o kadına gitti, kadın da suçunu i'tirâf etmesi üzeri­ne, Uneys ona taşlama cezası uyguladı, demiştir.

14403

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Ebu'n-Nu'mân tahdîs etti. Bize Hammâd ibn Zeyd, Eyyûb'dan; o da Muhammed ibn Sîrîn'den tahdîs etti ki, Selmân ibn Âmir (R): "Erkek çocuğun doğumu ile beraber akîka vardır" demiştir.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">le='color:green'>Ve Haccâc ibn Minhâl şöyle dedi: Bize Hammâd ibn Seleme tah­dîs etti. Bize Eyyûb, Katâde, Hişâm ibn Hassan el-Ezdî le='color:green'>Ve Habîb ibnu'ş-Şehîd; bunların dördü de Muhammed ibn Sîrîn'den; o da Sel­mân ibn Âmir(R)'den; o da Peygamber(S)'den olmak üzere haber le='color:green'>Verdi.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">(Sufyân ibn Uyeyne le='color:green'>Ve) birçokları da Âsim ibn Selmân'dan le='color:green'>Ve Hişâm ibn Hassân'dan; onlar da Hafsa bintu Sîrîn'den; o da er-Rebâb (ibn Âmir ed-Dabbî)'dan; o da Selmân ibn Âmir ed-Dabbî'den; o da Peygamber'den olmak üzere söyledi.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bu hadîsi Yezîd ibnu İbrâhîm, îbn Sîrîn'den; o da Selmân ibn Âmir'den onun sözü olarak, yânî mevkuf olarak rivayet etti.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">le='color:green'>Ve Esbâğ ibnu'l-Ferec de şöyle dedi: Bana Abdullah ibnu le='color:green'>Vehb, Cerîr ibn Hâzım'dan; o da Eyyûb es-Sahtıyânî'den; o da Muham­med ibn Sîrîn'den haber le='color:green'>Verdi. O da dedi ki: Bize Selmân ibnu Âmir ed-Dabbî tahdîs edip şöyle dedi: Ben Rasûlullah(S)'tan işittim, şöyle buyuruyordu: "Erkek çocuğun doğumuyla beraber akîka vardır. Onun adına akîka kurbânı kanı dökünüz le='color:green'>Ve çocuktan ezayı gideriniz!"

Buhari - KİTABU'L-AKIKA - 5
14391

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Alî ibnu Abdillah el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ibnu Uyeyne tahdîs etti. Bize Muhammed ibnu'l-Munkedir tahdîs edip şöyle dedi: Ben Câbir ibn AbdilIah(R)'tan işittim, şöyle dedi: Pey­gamber (S) Hendek günü insanlardan (düşmanın haberini bana kim getirir diye) çağırıp istedi. Peygamber'in bu da'le='color:green'>Vet le='color:green'>Ve isteğine ez-Zubeyr icabet etti. Sonra Peygamber insanlardan bunu tekrar istedi. Bu isteğe de ez-Zubeyr ibnu'I-Avvâm icabet etti. Sonra yine insan­lardan bunu yapacak kimse istedi. Bu sefer de yine ez-Zubeyr icabet etti. Bunun üzerine Peygamber:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Her peygamberin bir havarisi vardır, benim havarim, natıs yardımcım ise ez-Zubeyr'dir" buyurdu

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Sufyân ibn Uyeyne: Ben bu hadîsi İbnu'l-Munkedir'den belle­dim, dedi.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Eyyûb es-Sahtıyânî de İbnu'l-Munkedir'e künyesiyle hitâb ederek:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Yâ Ebâ Bekr! Sen insanlara Câbir'den hadîs söyle. Çünkü topluluk senin Câbir'den hadîs söylemenden hoşlanıyorlar, dedi.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bunun üzerine Îbnu'l-Munkedir de mecliste bulunanlara:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Ben Câbir'den işittim, ben Câbir'den işittim, diyerek dört hadîsnarasını arka arkaya uladı.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Alî ibnu'l-Medînî dedi ki: Ben Sufyân ibn Uyeyne'ye:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Sufyân es-Sevrî "Hendek günü" yerine "Kurayza günü" şek­linde söylüyor, dedim.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">İbnu Uyeyne:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Ben Îbnu'l-Munkedir'den bunu senin "Hendek günü" otu­ruşun gibi kesin olarak bu lafızla belledim, dedi.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Sufyân ibn Uyeyne:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— O, bir gündür, yânî "Hendek günü" ile "Kurayza günü" bir günden ibarettir, dedi le='color:green'>Ve bunu söylerken Sufyân ibnu Uyeyne gülüm­sedi

Câbir ibn AbdilIah
14392

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Şu'be, Hâlid ibn Mıhrân el-Hazzâ'dan; o da Ebû Kılâbe'den; o da Enes(R)'ten tahdîs etti ki, Peygamber (S):

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— "Her peygamberin, ümmetinin güle='color:green'>Vendiği emîn bir kimsesi var­dır. le='color:green'>Ve şu bizim ümmetimizin emînide Ebü Ubeyde'dir" buyurmuş­tur

Hz. Enes
14393

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Hammâd ibn Zeyd, Eyyûb es-Sahtiyânî'den; o da Ebû Usmân'dan; o da Ebû Mûsâ eI-Eş'arî(R)'den şöyle tahdîs etti: Peygamber (S) bir bustâna girdi de bana, kapıyı bekleyip korumamı emretti. Biraz sonra bir adam geldi de Peygamberin yanına girmek için izin istedi. Ben bu isteği Peygamber'e zikrettim. Peygamber:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">—  "Ona girmeğe izin le='color:green'>Ver le='color:green'>Ve onu cennetle müjdele!" buyurdu. Bu gelen Ebû Bekr idi. Sonra Umer geldi. Peygamber:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">—  "Ona da izin le='color:green'>Ver le='color:green'>Ve onu da cennetle müjdele!" buyurdu. Sonra Usmân geldi. Peygamber:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">—  "Ona da izin le='color:green'>Ver le='color:green'>Ve onu da cennetle müjdele!" buyurdu

Ebû Mûsâ eI-Eş'arî
14394

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bize Süleyman ibn Bilâl, Yahya ibn Saîd'den; o da Ubeyd ibn Huneyn'den tahdîs etti. O İbn Abbâs'tan işitti ki, Umer (R) şöyle demiştir: Ben (kadınlarından ayrı bir yere çekildiği zaman) geldim de Rasûlullah'ı yüksekçe bir oda içinde buldum. Rasûlullah'ın bulunduğu odanın merdile='color:green'>Veni başında Rebâh isminde siyah bir hiz­metçisi vardı. Ona:

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">— Rasûlullah'a söyle, bu gelen Umeru'bnu'l-Hattâb'dır! dedim. Akabinde Rasûlullah bana içeri girmeme izin le='color:green'>Verdi...

İbn Abbâs
14395

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">İbn Şihâb şöyle demiştir: Bana Ubeydullah ibnu Abdillah ibn Utbe haber le='color:green'>Verdi, ona da İbn Abbâs (R) şöyle haber le='color:green'>Ver­miştir: Rasûlullah (S) bir mektubunu Kisrâ'ya gönderdi. le='color:green'>Ve mektubu götüren Abdullah ibn Huzâfe'ye, mektubu Bahreyn'in büyük emîrine le='color:green'>Vermesini emredip, Bahreyn'in büyük emîri de mektûbu Kisrâ'ya gönderir buyurdu.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">Bahreyn emîri vâsıtasıyle Peygamber'in da'le='color:green'>Vet mektubu Kisrâ'­ya le='color:green'>Verildiğinde, Kisrâ, mektubu okuyup yırtmıştır.

le="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">İbn Şihâb dedi ki: Ben Saîd ibnu'l-Müseyyeb'in: "Bu haber ken­disine erişince, Rasûlullah (S), Kisrâ'nın mülkünün tamâmiyle par­çalanmasına duâ etti" dediğini sanıyorum, demiştir

İbn Abbâs