No | Hadis Metni | Kaynak |
7556 | Allah Teala bir kavmi sevdiği zaman onları ibtilaya uğratır. Kim sabrederse ona sabrının karşılığı verilir. Kim de sabretmez şikayete bulunursa, ona da karşılığı verilir. | Ramuz el e-hadis, 25. sayfa, 5. hadis |
7621 | Ehli Cennet, Cennette karar kıldıklarında, kardeşlerden bazıları bazılarını görmek isterler. Birinin sediri diğerinin sedirine, berikinin sediri ötekinin sedirinin yanına gider. Onlar buluşunca her ikisi de yaslanır ve dünyada aralarında olan şeyleri karşılıklı konuşmaya başlarlar. Birisi şöyle der: "Ey kardeşim, hatırlar mısın biz dünyada falan mescitte iken Allah'a dua etmiştik. İşte Allah da bizi bağışladı." | Ramuz el e-hadis, 29. sayfa, 12. hadis |
7792 | Allah kıyamet gününde bütün halkı bir araya getirdiğinde Muhammed (s.a.s.) ümmetine, Allah'a secde etmelerine izin verilir. Bunun üzerine onlar uzun bir secde yaparlar. Sonra kendilerine şöyle denir: "Başlarınızı kaldırın, küfür ehlinden sayınız kadar size karşılık fidye kıldık." | Ramuz el e-hadis, 41. sayfa, 11. hadis |
8043 | Sizden birine yemeği getirildiğinde, ayaklarında ayakkabı varsa çıkarsın, Zira bu hal ayakları için rahatlıktır ve sünnettendir. | Ramuz el e-hadis, 57. sayfa, 17. hadis |
8086 | Bir kul için Allah Kendi kabında bir derece takdir etmiş de, o kul o dereceye ameli ile erişememişse Allah, dünyada onu (bazı musibetlerle) mübtela kılar. Sonra da kendisine o belaya karşı sabır ihsan eder ki o dereceye erişebilsin. | Ramuz el e-hadis, 60. sayfa, 10. hadis |
8317 | Faziletlerin efdali, seni yoklamayanı yoklamak, seni mahrum edene vermek, sana kötü muamele edene af ile muamele etmektir.(Üçünde de tecelli eden şey, kükrediği zamanda nefsine karşı gelmektir.) | Ramuz el e-hadis, 76. sayfa, 13. hadis |
8508 | Allah (z.c.hz.) bir kulu, kıyamet gününde öyle ayıblar ki, bütün komşuları, akraba ve onu tanıyanlar: "Eyvah, sen de adamsın ha. Bunların hepsini Allah'a karşı yaptın ha. Halbuki dünyada iyi görünürdün" derler. (Günahını, Allah'tan haya ederek saklarsa onda ümid var) | Ramuz el e-hadis, 90. sayfa, 13. hadis |
8604 | Din kolaydır. Kimse dine karşı şedid olamaz, zira dine mağlub düşer. (Yani dinin kolaylığına intibak etmeli. Sıkı tutayım diyen aciz kalır) Hattı hareketinizi doğrultun. (hududa) yakın olun. Müjdeler olsun size böyle oldukça. (Burada efendimiz dine sulûku bildiğimiz yola çıkmaya benzetmiştir.) Sabahın, akşamın, gecenin bir kısmını boş geçirmeyin, ibadetle geçirin. | Ramuz el e-hadis, 98. sayfa, 1. hadis |
8785 | Sizlerden biriniz namaza durduğunda, Rabbi ile hususi konuşuyor demektir. (münacaat halindedir) Binaen aleyh kendisi ile kıblesi arasında Rabbi (Rabbinin huzuru) vardır. Onun için sakın ha kıbleye karşı tükürmeyin. Ya sol yanınıza veya ayağınızın altına tükürün. (Şimdiki camiler gibi bir yerde ise mendiliniz kolayda ise ona veya elbisenizin yanına tükürün) | Ramuz el e-hadis, 112. sayfa, 2. hadis |
8856 | Cennet ehli Cennetteki makamlarına yerleşir ve Cuma'dan Cuma'ya Allah'ı ziyarete giderler. Onlara Arşı Rahman aşikâr olup, Allah'ı görürler. Bu Cennet bahçelerinden birinde olur. Ve herkes derecesine göre bir minbere yerleşir. En aşağısının yerleri misk tepelerindedir. Ve bunlar kendi hallerini diğerlerinden aşağı görmezler. Soruldu ki: "Rabbimizi görecek miyiz?" Buyurudu ki: "Evet, ayın 14'üncü gününde görülmesinde, ya da güneşin görülmesinde nasıl hilâf yoksa, (veya bunları nasıl izdihamsız görüyorsanız) öyle Rabbinizi göreceksiniz." Allah (z.c.hz.) onlara ayrı ayrı muhatap olur. Ve hatta bazılarına dünyadaki bazı sözlerini hatırlatır. Kul: "Yarabbi mağfiret etmemiş miydin?" der. Allah: "Ettim de onunla buraya geldin" buyurur. O esnada iki bulut öyle güzel kokular serper ki, kimse böylesini görmemiştir. O zaman Allah Tealâ buyurur ki: "Haydi kalkın ikram edeceğim şeylerin başına." O zaman kalkıp cennetin çarşılarına gelirler. Bu çarşılarda aklın tasavvur edemiyeceği şeyler vardır. Orada ne para verilir, ne de yüklenilir. Sadece emredilir. İşte orada biz birbirimizle karşılaşacağız. Derecesi üstün olanların elbisesi başka olur. Ve birinin gözüne bu ilişince kendi elbisesi de derhal fevkalâde olur. Çarşılardan yerimize döneriz. Ailelerimiz: "Başka bir şekilde güzelleşip geldiniz" derler. Biz de deriz ki: "Tabii güzelleşip gelmek hakkımızdır. Zira Rabbımızı ziyaretten geliyoruz." | Ramuz el e-hadis, 118. sayfa, 8. hadis |