Arama Sonuçları yetmiş defa

Hızlı Erişim Linki: https://www.hadisarabul.com/hadisbul/869-yetmis-defa

NoHadis MetniKaynak
8577 Arz günde yetmiş defa nida eder: "İstediğinizi yiyin, Vallahi sizin etlerinizi de, derilerinizi de yiyeceğim."Ramuz el e-hadis, 95. sayfa, 10. hadis
8926 Cehennemde bir vadi vardır. Cehennem her gün, bu vadiden yetmiş defa Allaha sığınır. Allah bu vadiyi amelleriyle riya yapan, okumuş mürailer için hazırladı. Allah indinde en fazla buğza layık kullar, sultanlara, baştakilere sokulan alimlerdir.Ramuz el e-hadis, 127. sayfa, 2. hadis
9559 Beyt-i Mamur semadadır. Ve ona "Surah" ismi verilir. Bu, beyt-i Haram misillidir. Ve onun hizasına gelir. Düşecek olsa, onun üstüne düşerdi. Her gün yetmiş bin melek onu ziyarete gelir, her gelen melek bir defa gelmek şartıyla. Onun semadaki kıymeti, Beytullah'ın kıymeti gibidir.Ramuz el e-hadis, 196. sayfa, 3. hadis
9560 Beyt-i Mamur yedinci semadadır. Orayı her gün, ilk defa görmekte olan yetmiş bin melek ziyaret eder. Kıyamet kopuncaya kadar da bu böyle devam eder.Ramuz el e-hadis, 196. sayfa, 4. hadis
14229

Ebû Hüreyre radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittiğini söylemiştir:

“Vallahi ben günde yetmiş defadan fazla Allah’dan beni bağışlamasını diler, tövbe ederim.”

Buhârî, Daavât 3. Ayr ca bk. Tirmizî, Tefsîru sûre (47) bni Mâce, Edeb 57
14292

Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“(Geçmiş) ümmetler bana gösterildi. Peygamber gördüm, yanında üçbeş kişilik küçük bir grup vardı. Peygamber gördüm, yanında bir iki kişi bulunuyordu. Ve peygamber gördüm, yanında kimsecikler yoktu. Bu arada önüme büyük bir kalabalık çıktı. Kendi ümmetim sandım. Bana ‘Bunlar Mûsâ’nın ümmetidir, sen ufka bak!’ dediler. Baktım; (çok) büyük bir karaltı. ‘İşte bunlar senin ümmetindir. İçlerinden hesapsız-azabsız cennete girecek yetmiş bin kişi vardır’ dediler.”

(İbni Abbas diyor ki) Söz buraya gelince Peygamber aleyhisselâm kalkıp evine gitti. Oradaki sahâbîler bu hesapsız-azabsız cennete girecek yetmiş bin kişinin kimler olabileceği hakkında konuşmaya başladılar: Kimileri, “Bunlar peygamberin sohbetinde bulunanlar olmalıdır” derken, kimileri, “Bunlar İslâm geldikten sonra doğup, şirki tanımamış olanlardır” dediler. Daha başka birçok görüş ileri sürenler oldu.

Onlar bu meseleyi tartışırken Peygamber aleyhisselâm çıkageldi.

“Ne hakkında konuşuyorsunuz?” diye sordu. Hesapsız-azabsız cennete gireceklerin kim oldukları hakkında konuşuyoruz, dediler.

Bunun üzerine Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:

“Onlar büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Rablerine güvenenlerdir” buyurdu.

Ukkâşe İbni Mihsan yerinden fırladı ve:

Beni de onlardan kılması için Allah’a dua et (Yâ Resûlallah)! dedi.

Peygamber aleyhisselâm da:

“Sen onlardansın!” buyurdu. Sonra bir başka kişi daha kalktı ve: Beni de onlardan kılması için dua buyur, dedi.

Peygamber aleyhisselâm bu defa:

“Fırsatı değerlendirmekte Ukkâşe senden önce davrandı” buyurdu.
Buhârî, Tıb 1, Rikak 50, Libâs 18; Müslim, Îmân 374. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 16