No | Hadis Metni | Kaynak |
9104 | Tez olur, davet olunur, icabet eder, giderim ahirete. Size iki şey bırakıyorum: Kitabullah ve İtretim. Kitabullah gökten yere uzanan bir iptir. "İtretim" ise Ehli Beytimdir. Latif ve Habir olan Allah Bana haber verdi ki, "Bu ikisi asla birbirinden ayrılmaz, havza gelinceye kadar." Bakınız Benden sonra, bunlara nasıl sahip olacaksınız. | Ramuz el e-hadis, 144. sayfa, 6. hadis |
9105 | Şüphesiz Ben bir kelime biliyorum ki, (Şu öfkeli adam) bunu söyleseydi elbette öfkeden ona gelen hal kendisinden giderdi. "Eûzübillâhimineşşeytânirracîm" ve ondan o hiddet gitti. (İki kişi birbirlerine kötü sözler söylemişler, birinin yüzü kızarmış damarları kabarmış idi) | Ramuz el e-hadis, 144. sayfa, 7. hadis |
9108 | Ben sizin önünüzden "Havza" varıp, sizi arayacağım. Kim ki Beni orada bulur ve Havzı kevserden içerse bir daha susamaz. Öyle kimseler gelecek ki, Ben onları, onlar da Beni tanıyacak. Fakat kendileriyle aramız açılacak. Soracağım. Niye böyle? Denilecek ki: "Onlar senden sonra yaramaz işler yaptılar?" O zaman Ben onlara sahip çıkmıyacak ve Benden sonra (dini) değiştirenlere "uzak , uzak olun" diyeceğim. | Ramuz el e-hadis, 145. sayfa, 2. hadis |
9110 | Kadınlarla biat edildiğinde el almam. Lakin Ben onlardan Allah'ın aldığını alırım. (Kadınlardan sözle, erkeklerden ise söz ve musafaha ile biat alırlardı.) | Ramuz el e-hadis, 145. sayfa, 4. hadis |
9113 | Ben sizin görmediklerinizi görüyor, işitmediklerinizi işitiyorum. Gök gıcırdıyor, hakkıdır da. Gökte dört parmaklık boş bir yer yok ki, oraya bir melek secde etmiş olmasın. Nefsim kudretinin elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Benim bildiğimi siz bilseydiniz, az güler çok ağlardınız. Döşekler üzerinde kadınlarla telezzüz edemezdiniz ve bağrınızı döverek yabana uğrardınız. | Ramuz el e-hadis, 145. sayfa, 7. hadis |
9115 | Ben bir kelime biliyorum ki, kim onu hakkı ile söylerse Cehennem ona haram olur. O da, "Lâ ilâhe illallah" dır.(Hakkı meselesi haramdan kendisini koruması demektir.) | Ramuz el e-hadis, 145. sayfa, 9. hadis |
9120 | Ben rağbet ve rehbet ile namaz kıldım. Ve namazımda üç şey diledim. İkisi kabul edildi. Biri kabul edilmedi. Harici düşmanlar onlara (Mahv edecek derecede musallat olmasın istemiştim. O ümmetime verildi. İstedim ki, boğularak helak olmasınlar, o da verildi. Aralarında düşmanlık olmasın istedim, bu reddedildi. | Ramuz el e-hadis, 146. sayfa, 4. hadis |
9124 | Rabbimden ümmetimi kıtlıkla helak etmemesini istedim. Onu bana verdi. Ve istedim ki harici düşmanla mahv etmesin. Onu da verdi. Ve yine istedim ki onlar birbirlerinden ayrılmasın ve birbirlerini vurmasın. Onu bana vermedi. O zaman Ben, ya humma ya taun, ya humma ya taun, ya humma ya taun olsun istedim. | Ramuz el e-hadis, 147. sayfa, 1. hadis |
9125 | Ben öyle bir kelime bilirim ki, musibete uğrıyan adam söylerse, Allah ondan o musibeti kaldırır. Bu kardeşim (Yunus (a.s.)'ın sözüdür ki, (Balığın içinde) karanlıklarda şöyle nida etmişti: "Lâ ilâhe illâ ente, sübhâneke innî küntü minezzâlimîn." (Çok kimse selamete çıkmış. Ayeti kerimenin sonunda da "Böylece mü'minleri kurtarırız" buruyuruluyor.) | Ramuz el e-hadis, 147. sayfa, 2. hadis |
9127 | Rabbimi çok Kerim ve Mâcid (azamet ve şeref sahibi) buldum. Bana Cennete hesapsız girmeyi vaad ettiği yetmiş bin kişinin her birine de ayrıca yetmişer bin kişi bağışladı. Dedim ki, "Ümmetim o kadarı bulmaz." Buyurdu ki: "Ben onu ağreb (müminlerin cahilleri) den tamamlarım" | Ramuz el e-hadis, 147. sayfa, 4. hadis |